üç kere üç dokuz eder bilirsin,
birin üç kere üç dokuz eder karesi birdir
kare kökü de bilirsin
"mutlu aşk yoktur" bilirsin
ama baharda ya da dışarda sonsuz göğün altında
aşkın aşkla çarpımı nedendir bilinmez
garip bir biçimde hep sonsuzdur
Mutsuzlukdan söz etmek istiyorum
Dikey ve yatay mutsuzluktan
Mükemmel mutsuzluğundan insan soyunun Sevgim acıyor
Biz giz dolu bir şey yaşadık Onlarda orada yaşadılar
Bir dağın çarpıklığını bir sevinç sanarak
En başta mutsuzluk elbet Kasaba meyhanesi gibi
Kahkahası gün ışığına vurup da öteden beri yansımayan
Yani birinin solgun bir gülden kaptığı frengi
Öbürünün bir kadından aldığı verem
Bütün işhanlarının tarihçesi sevgim acıyor
Yazık sevgime diyor birisi Güzel gözlü bir çocuğun bile
O kadar korunmuş bir yazı yoktu
Ne denmelidir bilemiyorum sevgim acıyor
Gemiler gene gelip gidiyor
Dağlar kararıp aydınlanacaklar Ve o kadar
Tavrım bir çok şeyi bulup coşmaktır Sonbahar geldi hüzün
ilkbahar geldi kara hüzün Ey en akıllı kişisi dünyanın
Bazen yaz ortasında gündüzün sevgim acıyor
Kimi sevsem Kim beni sevse
Eylül toparlandı gitti işte Ekim filan da gider bu gidişle
Tarihe gömülen koca koca atlar Tarihe gömülür o kadar *