dört senedir beraber okuyup eğlendiğim yunan arkadaşlarımın sapına kadar destekledikleri eylemdir. üzerinden aylar geçmiş olsa bile bu eylemin izleri kalıcı oldu. vatandaşı olduğum bir ülke olmadığı için elbette ne desem boş. her ne kadar ne elde etmek istediklerini anlasamda, hiçbir zaman onların hissettikleri duyguları taşıyamam, kavrayamam. fakat, benim istediğimin ve hissettikleriminde onların davranışlarıyla pek bir farkı olmadığını düşünüyorum. polis denen devlet biriminin canı sıkıldığı zaman kendinden daha zayıf olan bir insana copunu kaldırmasına ne vicdanım, ne sinir sistemim el verir. vermiyorda.
çok zaman önce değil, daha geçen yaz, yaz tatilimi geçirmek için geldiğim güzel ülkemde annem ve teyzem ile akşam yemeği için kadıköy balık pazarına gitmiştik. kadıköy'ü bilenler balık pazarına girmeden önce solda kalan camii bilirler. canımdan çok sevdiğim annem ve teyzem alışveriş yapmak için balık pazarına girerken onları girişte, cami nin orada beklemeye karar vermiştim. sigaramı yakıp, cami nin önünde tezgahını açmış satıcılarla muhabbet halindeydim. üniformasını giymiş bülent demirlek edasıyla bir polis memurumuz yaklaştı;
-kimlik görebilirmiyim?
-tabii ki, fakat sebep?
-iki tane hanıma kolunu takmışsın. tipini beğenmedim!
-nasıl yani? ne demek istiyorsun?
devlet memurumuz bu cevabımdan sonra copunu çıkarıp sağ bacağıma çok sağlam indirdi. sağ olsunlar, cami nin önünde bulunan esnafın koşuşturmasıyla yere serilmiş olan ben kendimi güvende hissettim. doğruldum. ayağa kalktım. o anda farkettim ki, devletin memuru kendini ezik hissediyor. esnafın gelmesiyle polis memurunu bir telaş, ürkeklik sardı.
-niye vurdun çocuğa?
-dağılın! yok birşey!
-nasıl yok? niye yerde bu çocuk?
''dağılın'' dedi ve kendisi uzadı....
polise saygı mı? böyle devlet memuruna saygı duyanın aklından iki kere şüphe etmek lazım. topu topu üç aylık yaz tatilimi sağ belimde koskoca bir morlukla geçirdim. her ne kadar erkek adam olsakda, mayo giymeye utandım. annem ve teyzemin çığlıkları ve ağlamaları da bonusu. anarşist bir insan olduğum söylenemez. ama olurda gün gelir, bu kaba kuvvete karşı isyan çıkar, listenin başında ismim olur. ne ben, ne de güzel ülkemdeki binlerce insan benim gördüğüm muameleyi haketti.