hayatı seversin çocukken, hayatı bilmezsin çünkü ya da bir seviyi anlamak nedir, düşünmezsin. çikolatının kabına bulaşmış artığı yalamaktır o zamanlar sana çikolatadan daha tatlı gelen, bilyelerin içine odaklanırken yok olursun birden, uçurtmanın kuyruğundaki süstür seni mutlu eden, annen elinden bıraktı diye ağlarsın, kavgan ip, top, şeker üzerinedir ama para nedir bilirsin yine de o küçük avcuna sığmaz bile demir akçe, bakarsın koca gözlerle ve kandırır seni de ama o sana baldır, şekerdir ne alınır kaça bilmezsin ki, dünyan oyundur. ve ölümü bilmezsin, kaybetmeyi, o özlemi, toprağın altındaki bedenin orda olduğunu bile bile hissetmemesini anlamazsın, yitirdiğin çocukluğundur ölüm acısını tatmanla birlikte. bir de en çok çocukken babanın burnuna burnunu sürtüşü, o anki gözlerindeki sevgiyi, o yummuk gözlerini seversin, yitirceğini bilmeden.