benim bildiğim komünistler ülkesini seven, vatansever insanlardır. vatandaşlarımızdan laz olanını laz, kürt olanını kürt, türk olanını da türk diye çağırırlar, tüm halka türkiyeli derler! ülkeyi bölen her türlü ırkçı harekete karşıdırlar, ama genelleme yapmaz bir kürtün, bir ermeninin yanlış davranışını tüm ermenilere, tüm kürtlere mal etmezler, kıbrısın kıbrıslılara ait olduğunu savunur, toprak bütünlüğünü ne pahasına olursa olsun korumak gerektiğine inanırlar, ülkenin ulusal dilinin türkçe olduğunu bilir, ödün vermezler, reçete sözcükleri vardır onların hani her ağıza aldığında 'lan bu kesin komünist' dediğimiz, işte o sözcüklerden bir tanesi olan 'sömürü'yü sevmezler, sömüren devlet de olsa, insan da olsa tasvip etmezler. isterler ki tüm halklar kerdeşçe yaşasasın, zaten binlerce yıldır anadolu topraklarında kardeşçe yaşayan bu halkları kimsenin bölmeye gücü yetmesin, yetemesin! aşağılık kompleksi olan, 3-5 kitap okuyup, sokaklarda slogan atmayla kendine komünist diyenleri de sevmezler pek! bilirler ki bir şeyi en kötü şekli ile savunmak onu bilmemekten ileri gelir! o yüzden herkes kendine komünist diyemez zaten! sınırlar kalksın derler! dünyadaki kültürlerin birbirine karşı saygılı oldukları dünyayı düşlerler çünkü, gökkuşağının renklerini yitirmemesini dilerler ve gökkuşağını sadece mavi renge boyamak isteyenleri kınarlar, o rengarenkken gökkuşağıdır çünkü...
incirlerin ağaçlarında ballandığı, asmalarında sallandığı, her nimetin, onu dileyenin olduğu, kimsenin de ihtiyacından çoğunu dilemediği günleri isterler.