aşkın erkeğe yakışması

entry5 galeri
    1.
  1. ilginç bir konudur. bir yerlerde okumuştum, çok mantıklıdır.

    kadınlar fıtrat ve toplumsal roller gereği hep sevilen, nazlanan, efendime söyleyeyim gösteren vermeyen taraf olmuştur. erkeklerse yalvaran, bekleyen taraf...

    gün geçtikçe böyle erkek peşinden koşan, salya sümük ağlayan kızları görüyorum, üzülüyorum. en geniş, en mantıklı erkekte bile peşinden koşulduğunda böyle bir havalanmalar falan filan...

    bir de erkeği taparcasına sevmek de mantıksız. kıllı, çirkin yaratıklar erkekler, oysa kadın bir biblodur ve işin kuralı o güzellik abidesinin gönlünü çalmaktır.

    erkeğin karşısına, ne bileyim ünlü manken de bilmem ki, mesela özgü namal gelse "gel desen gelirim, öl desen ölürüm." dese artık o kız eskisi kadar güzel olamaz.

    "güzelliğin on par' etmez
    bu bendeki aşk olmasa"

    sinirlendiriyor beni devirin değişmesi. güzelim kızlar ter kokulu erkeklerin peşinde heba oluyor. anlarım devrin değişmesini, erkeklerin kuyruk sallayan taraf olmasını da bizim hala ağda yapma zorunluluğumuz olmasını yediremiyorum, tüm derdim o.

    hem süslen püslen sonra da git seçtiğin adamın peşinden koş. ki bu peşten koşma külliyen yalandır ve erkek mantalitesinden çok farklıdır. kadın erkeğe "ne olur beni sev, bana aşık ol, peşimden koş..." diye yalvarır. dengeler değişsin diyedir tüm ağlanmaları. erkek sahip olmak ister, kadın ise sahip olunmak.

    bu kadın milleti okuyunca böyle oluyor; ekonomik özgürlük, free sex falan derken cinsiyetlerinden çıkıyorlar. alt yapı vermeden para verince böyle oluyor insan eline. hem kadın olmanın hem de erkeğe benzemenin ceremesini yaşayan kadın artık kadınlığını bile yaşayamıyor ve en salakçası bu halinden memnun olmasıdır.
    1 ...