Yeni şafakta yazarlık , sakarya üniversitesi iletişim Bölümü Başkanlığı yapmıştır. yeni Şafak'taki makalelerinde Atatürk ve inönü'ye militan, ardından laikliğe de "sapkın anlayış" demiştir. diyebilir tabi, sonunda demokratik bir ülkede yaşıyoruz. Ama bu kişiyi radyo televizyon üst kurulu başkanı yaparak ne hedeflenmektedir ki? YAni, belki Ak parti yerine başka bir parti gelse o da kendisine yakın bir ismi böyle bir göreve getirmek isteyecektir. Bu artık ülkemizde normal karşılanmalı. Ama ülkemizin geldiği bir yer var ve bu yerde yadırganmamalı artık. Hükümet kendisine en yakın yayın organı olan Yeni Şafak'ın yazarını bu işe atıyor. Başka adam mı yok yani ki böyle bir isim böyle bir kurumun başına geliyor. Ak parti'ye hiç bir zaman oy vermemiş ve vermeyecek biri olarak ama yine de bu ülkenin bir vatandaşı olarak hakkım olan bir şeyi sormak isterim: Ülkemizin bağımsızlığına kavuşmasında emekleri olan, mücadeleleri olan iki insanı "militan" olarak gören bir insandan rtük başkanı olarak neler yapmasını beklemeliyim? KAdrolaşma olur ama bu kadar da işin suyu çıkarılmaz. Yakında Mustafa Kemal ve Kurtuluş savaşı generallerine laf sokan herkesi bir yerlerde göreceğiz anlaşılan.
Bu arada asıl üzücü durum Davut Dursun'un rtük başkanı olmuş olması da değil. Böyle bir ismin Sakarya Üniversitesi iletişim Bölümü Başkanı olmaya kadar varması. Orada kim bilir kaç tane genç beyin bu adamdan etkilendi, belki bir kısmı okulu bıraktı, bir kısmı da ister istemez köprüden geçene kadar durumu idare edeyim dedi. Ülkemizin profesörleri dahi atatürk ve inönü'ye hakaret edebiliyorsa varın gerisini siz düşünün. AK parti karşıtı olabilirim ama onların bu yayılmacı politikalarını takdir etmemek mümkün mü? Kendi düşüncelerine yakın olan insanları profesörlüğe kadar getirmişler ve virüs gibi tüm organizmaya yayılmışlar.