eğitim uçuşu kazası, tatbikat kazası vb. "kaza" nedeniyle vb. bilumum çatışma durumu olmaksızın verdiğimiz şehitlerimizin durumlarının bir kez daha tozlu raflardan çıkarılarak araştırılması gerektiği gerçeğini gözler önüne seren haberin aktörüdür. Bir de bu daha bildiğimiz yani, bilmediğimiz kim bilir kaç hadise var bu şekilde? Neden bu tip "neden"lerle hayatını kaybeden askerlerimizin aileleri, ilgili silahlı kuvvetler birimlerine karşı hiçbir zaman tazminat davası açmaya teşebbüs edemiyor, gencecik oğullarının hesabını soramıyor hiç düşündünüz mü bunu?
Ama taraf yazdı ya şimdi, kesin "yalan haber"(!)dir değil mi? Hatta biz bunu söylüyoruz diye çoktan "ordu düşmanı, vatan haini" olarak da fişlenmiş olabiliriz. Doğru, çünkü şehitlerin kanının hesabını her zaman daha iyi soran adamlar vardır bu ülkede değil mi canlar? Biz onların yok yere ölmesinin, ölüm nedenlerinin örtbas edilmesinin hesabını soramayız, biz kimiz ki? işten ben öyle düşünenleri Allah'a havale ediyorum buradan.
Şehit olan askerlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum. Mevzubahis komutanın da yukarda yazıldığı üzere askeri mahkemede değil, sivil mahkemede, tamamen şeffaf bir şekilde, "hakimin de savcının dda zanlının da aynı şekilde asker kökenli olmadığı" bir hukuki ortamda yargılanmasını umuyorum.
