dusunebilen bir yasam formunun elde edebilecegi en mukemmel sesin, uyku-kurgu icerikli cig ve kokusmus jambon tadindaki hikayesi. tam olarak anlasilmasi adina bir miktar mantar ve ingiliz anahtari gerektiriyor.
****
tapiyorum ona, ugruna canim feda. her seyi ve hicbir seyi kendim icin sonuna dek gotururum. uludur, tektir, sahane-i sukelatul kreator'dur kendisi. ehm.. yani kendim. ben.
o kadar cok sifatim var ki, bir kartvizitim olsa adini buket koyardim. sekreter bakimindan yani, yanlis anlasilmasin. meltem veya cagla da olabilirdi bu sekreterimin adi. bu arada kontrol ettim, arkadas cevremde buket, meltem veya çağla adinda bir bayan yok, icim rahat olsun. bir kuzenim var, ama o sayilmaz simdi.
alti gun boyunca ugrasmistim lego teknik setiyle, sonunda cati ve taban icin parca olmamasina ragmen pistonlu kapilara sahip ev yapmayi basardim. ama adi sekreterler, yuvami dagitti irispilar! neymis efendim, kulak cinlamamin sebebini bulurken aklimdan gecen isimleri saydigimda neden buket, meltem ve cagla demisim. ebesininki yani, ya ne deseydim? muharrem, cabbar, huseyin. al oldu mu? kocanin ibne olmasi hosuna mi gidecek lan gerzek kari..
iki dakikada dellendiriyorlar adami, yahu bir on dakika rahat verin de bes dakika kendime olan ibadetimi yapayim. ben bir taneyim hem, superim, duperim, durerim. bar tuvaletinde bes, asansorde on, koridorda on iki bucuk, odamda da on bes basarim. son dakika da donerim yirmiyi de cakarim. yok, cin cin cin! ne kulakmis be! bak cinliyor halen.. asabim bozuk. hanim kos, ingiliz anahtarini getir! sagol.. simdi bakalim bu ses nereden geliyor.. ssshhh! sessizlik..
- fiiiiiiiii....
ya suna dikkat ettim, cinlama diyoruz ama sese gel.
"fi" ne lan? harbiden de oyle cikiyor ama ses, bak dinle sen de;
- fiiiiiii....
oyle, di mi?
evet abi.
bi de dinlemeye baslayinca o "i" nin uzamasi kesilmiyor.
hani cinlama dedigin aslinda boyle kendini tekrar etmesi gerekiyor;
- fiiii.. fiiii.. fiiii..
sonar sistemlerdeki "biip" ler gibi olmasi gerekirken, gayet antika bir caydanliktan cikan buharin sesi bu resmen. peki, hazir cay suyu kaynamisken bir bardak doldurayim kendime.
sen de ister misin?
tesekkur ederim, ben biraz sonra ictim.
anliyorum, kac sekerli?
simdilik bes tane koy, bitmesine yakin iki tane de ben eklerim.
oo serbet ettin yahu?!
yok be hocam, pasa cayi bu, biraz da ilik su uzerine..
haaah! simdi tamamdir. yarasin kendime.
yarasin tabi.
neyse, bir elimde cay, digerinde ingiliz anahtari, cinlamanin kaynagini ariyordum en son. kendimi kulagimin icindeyken, mantar yememis mario gibi hissediyorum.
- di-dit-dit di-dit diiit!
altinlari toparlayip salyangoza dogru atladim. ahanda bu ne! gecen ay kulagima giren "kulagakacan" bocegi cikti karsima. ates lan ates! evet, kolay oldu haklamasi. bak simdi jale veya melis olsaydi benim yerime ates ederlerdi. sekreter yahu, delirtmeyin adami, sekreter! asistan iste, yardimci hatun. dinleyin canim siz de sesi, duyuyor musunuz?
...... ..
kim?
....
ben mi?
.... ... ..
ne zaman duvarlarla opustum ya?
.... ..
yuh, oturulmaz raporu verdiler hem de?
..... ...
eheheh, teveccuhunuz deryacigim, sagol sibelcigim.
gecelim hocam teferruati, geldik mi kulak zarina simdi. duses! sittirlen, espri yapma! uyuyacagiz iki dakika titresimsiz ortamda. hazir herif sakin, muzik de dinlemiyor, kim bilir ne yapiyor, kimi dusunuyor, kime kim kime dum. ya bu deniz aslinda iyi de cevresi pi yi uc aliyor. yap onu bir hele uc nokta on dort, bak ne guzel cillop gibi kulak cinlamasi olacak herifte, tik diye ismi soyledi anda gececek. ama nerede, kabahat onda degil ki. bak napolyon ne demis; "money, money, money!". bunun uzerine abba ne demis peki; "must be funny in the rich man's world". sen tutturmussun halen kulakti, cinlamaydi, fii de fiii fiii!
ovme lan artik kendini, kulak cinlamasi mi sevisme iniltisi mi belli degil yahu. komsular kiziyor, hadi kis onun sesini biraz. hatta uzaylilar geldi, yat sen en iyisi, uyan ve olu taklidi yap.