sahildeki kız

entry22 galeri
    10.
  1. #5861974 no'lu entry'nin devamıdır.

    ---

    eylül'ün yüzündeki o ifade çok şey götürdü benden. zira istemeyerek de olsa yine birinin üzülmesine sebep oldum. bir an ne diyeceğimi şaşırdım; telefonu eylül'ün elinden aldım ve kapattım.

    -neden cevap vermedin?
    +güzel anımızı yeterince bozduğu için.

    tekrar telefon çaldı, arayan yine ada'ydı. bir an eylül'le gözgöze geldik. bu sefer açtım telefonu.

    +efendim ada.
    -ilker buluşabilir miyiz? seninle konuşmam gerekiyor.
    +telefonda da söyleyebilirsin.
    -olmaz, buluşmamız gerekiyor. sana tüm gerçekleri anlatacağım; neden bir sefer olsun seni dinlemediğim gibi konularda dahil her şeyi.
    +bunun için çok geç ada dinlemek istemiyorum seni.
    -ilker lüt-

    derken telefonu kapattım. bunu normalde yapmazdım ama eylül'ü de ne kaybetmek ne üzmek istiyordum; ama ada'yı da üzmek istemezdim. ne yapsam zararda çıkacağım bir durumdu ve ben eylül'ü seçtim.

    -ne konuşacakmış seninle?
    +bence daha fazla bozmayalım ortamamızı, gerekeni söyledim zaten. ada'yı da tanıyorum bu sözlerim sonrasında ben istesem de buluşmayacaktır benimle.
    -diyorsun.
    +hatta eminim.
    -peki.

    dedi eylül ama biliyordum aklında dolu kötü düşünce vardı.

    ***
    *kafamda bir dolu düşünce vardı. tüm güzel saniyelere ekşi bir tat bırakmıştı bu telefon. mutsuz olduğumun farkındaydı telefonu kapatmıştı.

    +eylül bu zamansız telefon bozmasın moralimizi.
    -zamansız mı? siz hala görüşüyor musunuz o'nunla?
    +hayır kaç aydır ilk defa aradı.
    -neden aramış?
    +konuşmak istiyormuş.
    -ne hakkında?
    +bilmiyorum.
    -konuşacak mısın?
    +eylül senin yanında söyledim, dinlemek istemediğimi belirttim.
    -ilker ben yanında olmasaydım aynı şeyi söyler miydin?

    dedim. yaklaştık bana doğru, tezgahta peyniri hazırlıyorum, arkamdan bana sarılarak kulağıma fısıldadı.

    +ben seni seviyorum ve artık kimseyi umursamıyorum.

    dedi, önüme döndüm ve bir heyecanla

    -ne dedin sen?
    +artık kimseyi umursamıyorum.
    -hayır ondan önce.
    +mm.. seni seviyorum dedim galiba.
    -galiba mı?
    +şaka şaka seviyorum seni.

    bu kadar heyecanlanmamın sebebi banana ilk defa sevdiğini söylemesiydi galiba. zaman ve mekan tartışılırdı ama umursamadım; benim dikkatini çeken sadece 'seni seviyorum'du ne zaman ne mekan umrumda değildi. kısa bakışmakın ardından o öptü beni. bu sırada bir yanık kokusu geldi burnuma. evet, yapmaya çalıştığım omlet yanmıştı. bu güzel ana bir ekşi tat da güzel olmasını umduğum omlet katmıştı.

    ***
    * lafımı bitirmemi bile beklememişti, biliyorum aramamalıydım ama aradım işte. üzgündüm, üzüldüm. oturduğum kayanın üzerinden kalktım, havada bozmaya başlamıştı. evimin yolunu tuttum. yaptıklarımı düşündüm, yapmaya çalıştıklarımı. neden aramıştım ki ilker'i, neden yaptım bunu? anlamsız bir boşluktu bu sorunun cevabı beynimde. pişmanlık belirdi "aramasaydım keşke" diye. sonuçta bir sevgilisi vardı. bu arada yağmur yağmaya başladı, yoldan geçen bir taksiye atladım.

    eve gelmiştim, hemen üstümü değiştirdim. kurulanmanın ve üstümü değiştirmemin ardından televizyonun karşısına geçtim. izlemek istedim durmadan kanal değiştiriyordum, aklıma geldi birden ilker zira ben böyle yaptığımda sataşırdı bana. "yeter takip edemiyorum artık" derdi. alırdı elimden kumandayı. kızardım ben küserdim o'na, bir busesi yeterdi ama o'nu affetmeme. yoktu ama yanımda ne kızıyordu artık ne de öpüyor. telefonum çaldı bir ümit ilker'dir diye baktım telefona arayan bir arkadaşımdı. konuşmak istemedim, cevap vermedim. bir zamanlar telefonlarına bakmadığım kişinin beni aramasını bekliyordum, tuhaftı. telefonum birkez daha çaldı.

    ***
    *oturma odasına geçtim, eylül mutfakta kahvaltıyla uğraşıyordu. ben ise elimde telefon ada'yı arıyordum; sadece kimseye haksızlık yapmak istemediğimden.

    -efendim ilker.
    +ada ne hakkında konuşmak istiyorsun benimle?
    -tahmin ettiğin konu hakkında.
    +ama bu son konuşma olacak. sadece senden şikayetçi olduğum bir konuyu sana yapmak istemiyorum, o kadar.
    -peki, ilker peki.
    +ben seni ararım tekrar, kapatıyorum şimdi.

    dedim ve kapadım telefonu. tam bu sırada odadan çıkıyordum kapıyı açtım ve eylül'ü gördüm; beni dinliyormuş. sinirlendirdi eylül'ün bu davranışı, bir anda o'na olan tüm güvenim sarsıldı.

    +ne yapıyorsun sen burada?
    -odadan bir şey alacaktım.
    +ne alacaktın?

    dedim, cevap veremedi, telaşlandı.

    -unuttum işte, üstüme gelme. hem seni niye ada'yı aradın asıl onu söyle.
    +dinlemişsin niye aradığımı da biliyorsundur.
    -ilker yapma böyle.
    +ne yapmayayım eylül, sana olan tüm güvenimi sarstın.
    -benim sana olan güvenim ne oldu biliyor musun?
    +ben ilerde ada bizi bir daha rahatsız etme-
    -ilker lütfen bahane üretme.

    dedi, daha çok sinirlendim. kavga büyümesin diye çıktım evden, sert bir şekilde kapayarak kapıyı ve eylül'le ilk kahvaltımızı yapamadım hala.

    ---

    buny

    Ps. To be contuined
    5 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük