otobüse biniyorsunuzdur. * migren yüzünden güzel bir iğne yemişsinizdir, fakat ilaç etkisini yavaştan gösterdiği için hala perişansınızdır.
zar zor bir koltuk bulursunuz ve kendinizi atarsınız o koltuğa. yanınıza da emo-tiki-kro karışımı birşey oturur. migrenin verdiği sinirle ona da sinirlenirsiniz, 'ne lan bu insan mı?' dersiniz. ama sonradan vicdan azabı çekersiniz. otobüs hareket eder, yanınızdaki etk * çıkarır samsung e250'sini, açar müziğini.
tıssss binlerce dansööööz varrr tısss...
adama kıpkırmızı olmuş gözlerinizle bakarsınız. 'gerçek mi lan bu?' dersiniz. bir-iki dakika sabredersiniz, müzik kapanmaz. hem de serdar ortaç dinliyordur lan!
'beyefendi, müziği biraz kısabilir misiniz?'
sığır gibi suratınıza bakar, sonra koltuğa iyice yayılır.
tısssssss seniiiii vefasssızın gızıııı tıssss...
-ya beyefendi, size diyorum müziği biraz kısar mısınız?
+hayır canım ne münasebet!
-beyefendi rahatsızım!
+banane rahatsızsanız?!
-ulan davar! hayvan gibi müzik dinliyorsun lan başım ağrıyor!
+inanmıyorum ya bir sonraki durakta incem ben!!! *
-in lan in!!!
bütün yolcular size bakmaktadırlar. otobüs durur, etk inerken bağırır:
'millette müzik zevki yoksa biz napalım!!!'
şimdi... ölür müsün, öldürür müsün???
not: migrenim olmasa, etk'ya öyle bağırabilir miydim... bilmiyorum. *