ah şahrud...seyduna aşkına..leyla ile mecnun, mem u zin aşkına..
sabaha kadar kucakla beni romiyo...
aynı mesajı defalarca okumak...dışardan ne kadar zavallı durdu lan böyle söleyince. edward abisini tanıyan her sözlük yazarı dünya skime minare g*tüme hayat felsefemi bilir. yine de her ademevladının başına gelmiştir. hangimiz platonik sevdamızdan gelen bir mesajı üçyüzseksenbeşinci defa okumadık.
kız kazayla'n çok tatlısın minvalli bir mesaj mı attı? yarra yering. artık iki hafta boyunca yüzümüze aptal bir tebessüm takınarak, her gün periyodik aralıklarla o mesajı okuruz. günde 3 öğün, yemekten sonra aç karına(öyle deme o aşk yemeden içmeden keser bittabi). kızın mesajda ne dediği de önemli değil.
misal;
- sen çok tatlısın ama benim sevgilim var.
artık çok tatlısından sonrasını görmez gayrı gözlerin. naz ediyordur, poz ediyordur. tatlısın dedi ya; seni evinde beslediği itinin g*tüne soksa, çıkarsa yeridir. hakediyorsun göt herif.. halbuse daha evvel defalarca o tarihin en kaypak tanımını kullanmıştı sana.
"sadece arkadaşız".
bir şiir yazayım da göynünüz olsun.
sevda saklar tüm ayıbını
insan ş'etmeye çalışır mı
"sadece arkadaşını"
kusura bakma ama zikerler
böyle aşkın ızdırabını..
tanım: kıçımıza batan platonik dikenler enstantaneler bütünü.
