tanım: hayallere dalınan hızla ters orantılı olarak yapılan, endişe göstergesi, rezalet durumdur.
çoğumuzun kalabalık içinde kendimizi yalnız hissettiği anlar olur. belki eski sevgilimizi düşünürüz, geçemediğimiz finallerle cebelleşiriz, toplum meselelerine çözüm ararız ya da anlık duygu fırtınasına kapılırız. bu duruma paralel olarak baş ve işaret parmaklarımız aslında hep bizimle, burnumuzun içindedir. anı tatmamıza yardım eder, olayın ciddiyetini büsbütün kavramamızı hızlandırır ve hal böyleyken bizi sakinleştirir. duyguların içinde kaybolmaya yüz tutmuşken o iki parmak bizi her anlamda derinlere götürür, ilgiyi kendi üzerine çeker. bir müddet sonra az önceki sinirli, dalgın halimizden eser kalmaz. dikkatimizi burnumuza götürürüz ve harfiyata ara vermeden devam ederiz. artık asıl mesele kurumuş sümüğümüzdür. onu oradan söküp almak için kendimizle mücadele ederiz. kaybetmek içten bile değildir. o parça parmağımıza gelmeli ve onu görmeliyizdir. nitekim başarırız ama iki dakika sonra ama on dakika sonra. çıkardıktan sonra bakar ve ''vay be hey yavrum benim...'' gibi naralar atmamak için kendimizi zor tutarız. sevgiliye son bakış edasında gözlerimizi dikeriz ve yine o iki parmak arasında yuvarlarız; kıvama gelinceye kadar. akabinde yumuşak bir tıss sesiyle yatay atış hareketi uygularız.