sırf bu durum yüzünden adam dövmüşlüğüm vardır efendim. hı hıı, aynen. hak etmişti it. yalnız garip tarafı soruya soruyla karşılık veren o değildi. bendim. bu durumda dayak yemesi gereken tabi ki ben olmalıydım; ama gerçekler çok farklı biliyor musun?
nasıl?
soruma soruyla karşılık vermeyeceksin. önce bu konuda anlaşalım aga. olmuyor böyle. şimdi keyfimin yerinde olduğu birgün bizim elemanın biri nerden duymuşsa artık, gelip yakama yapıştı. keyifler gıcır ya, illa birie decek içine. bekliyordum zaten böyle bir misillemeyi. sorun kimden geleceğiydi. bu eleman kardeşimiz yanıma yaklaşıp hal hatır sordu. öyle soruya soruyla karşılık vererek de değil. insan gibi lan. o derece normal muhabbet. artık bu itin aklına nerden geldiyse,
- abi sana bir soru sorayım mı?
- sor.
- denizin ortasında ne var?
kek değilim tabi. ilkokul sorusu lan bu. çok basit mına koyim
- n vardır.
- tamam işte ben de onu soruyorum. ne var?
- diyorum ya, n var. yani ne harfi var.
- ne harfi varsa vardır, bana niye soruyosun? sen soruyu cevapla.
- n var diyorum. bildiğimiz harf. n! bak işte buraya çizdiğim gibi. n var?
- abi, bi bok bildiğin yok senin. ilkokul sorusu lan bu? ayıp sana.
- zahit, sikerim belanı. siktir git şurdan asabımı bozma.
- el, kol hareketi yapma oğlümmm!
- ulan götten bacaklı.. kaçma layyynnn.
yakaladım namussunuzu. zor aldılar elimden. yalnız çakır keyiflikten eser kalmamıştı hacı. niye böyle oluyor lan. şansıma sıçayım bre. hayat ne ibnesin sen...