11 ayın sultanı ramazan ayında ortaya çıkan ramazan davullarının "gelenek" kisvesi altından bizlere hissettirdiği gereksizliktir.
bir nev-i vuvuzela. yani bu ramazan davulunun samimiyetinden de şüphe duyduğum için benim kafam şişiyor geceleri, yoksa davulun sesi uzaktan hoş gelir, eheh.
6-7 sene önce ramazan ertesi kapımıza gelen davulcuya babam bahşiş verdi bir miktar. ne de olsa ma-aile geleneklere, insanlara, emeğe saygılıyız. gerekiyorsa vermek veririz ! herneyse, ertesi gün bir başka adam yine elinde davulla kapıya geldi, "bu mahallenin davulunu bir ay ben çaldım." dedi. hayır, dedik. dün verdik mahallenin davulcusuna parayı. adam bozuldu, posardı. apartmanın içerisinde davul çalmaya başladı,
- * güm güm güm * abi bak 3-5'lik bu. bunu herkes çalamaz. hatırlarsın duyduysan benim ritmini.
vermedik tabi para, inanmadığımızdan değil, her kapıya gelene bahşiş verebilecek durumumuz yok. vermedik, gönderdik. 3 gün sonra yerel gazetede bir haber,
"bahşiş davası"
3-5'lik ritim vuran adam, kendisinden önce gelip bahşişleri toplayan davulcuyu öldürmüş. bu olaya şöyle bakalım, para. para insanlara tarihi boyunca her tür pisliği yaptırdığı için bu olayi sineye çekebiliyorum ama "ramazan" ayından dolayı gerçekleşince bir anda terlemeye başlıyorum.
aziz mübarek bu ayda biz duyduğumuz davul sesinin de en üst düzeyde samimi olmasını isteriz iftar sofralarımızdaki sohbet gibi fakat gelin görün ki durum böyle değil. bu nedenle bu davulun samimiyetsiz sesi beni rahatsız ediyor ve istemiyorum. belediyeye başvurduk en azında mahallemizde davulcu istemiyoruz diye, cevab bekliyoruz.
son olarak, bu davulun 5. günden sonra keyif verdiğini söyleyecek olan müminler de biraz daha sıkı düşünüp ciddi bir yorum yapsınlar. sabah ezanının gereksizliği, ezanın gereksiz bir ritüel olması gibi mevzuları tamamen unutacağım bir ay boyunca ama gözünüzü seveyim şu davul işinde ortak paydayı, doğru ortak paydayı bulalım. he mi?