çocukken hayatımızdaki her şey daha anlamlıydı. en büyük sorunumuz koca bir hafta sonu bittiği halde pazar akşamına kaymış ev ödevleriydi. ödememiz gereken faturalar, kiralar; okutmamız gereken çocuklarımız yoktu.
ramazan sofraya her zamankinden güzel yiyeceklerin geldiği gerçekten mübarek bir ay; bayramsa cici kıyafetlerin alındığı, şeker yiyip, büyüklerimizden harçlık alabileceğimiz, belki uzun zamandır görmediğimiz büyüklerimizin elini öpeceğimiz zamanlardı.
herkes büyüklerinden duymuştur nerde o eski ramazanlar cümlesini belki hayatının bir döneminde kendisi de sarfetmiştir de aynı cümleyi. nerde o eski ramazanlar derken aslında hayatın içine tam olarak dahil olduğumuz, sorunlarla boğuştuğumuz yetişkinlik dönemini değil her şeyin daha güzel olduğunu düşündüğümüz çocukluk günlerimizin ramazanlarını anıyoruz. çocukken güzeldi her şey gerçekten de.