çok net hatırlıyorum, abramoviç'in chelsea'si o senin yıldızlar karmasıydı. yayın başında ekranda takım dizilişini görmüş ve ulan takıma bak be demiştim.
nitekim beşiktaş fark yiyecek muhaha diyenlerin aksine daha birinci yarı da biri süper bir organizasyonla diğeri de cordoba'nın asistçi kimliğinin cudicini'nin saçmalama kimliğinin ortaya çıkışıyla iki gol gelmiştir.
bizler ekran başında boğaz parçalarken, yüzlerce kartalda stanford bridge'de kartalın kanat seslerine ortak oluyor, tribünde çıldırıyordu. nitekim stad anonsundan gelen uyarı o günün belki de özetlerindendi:
"beşiktaş taraftarı, lütfen yerlerinize oturun"
ilhan mansız'ın düdükten sonra topa vurmasıyla atılmasıyla, çakallar yine heveslenmişti. ama beşiktaş'ın umudu asla bitmezdi. nitekim sadece bizim yarıda oynanan bir maça dönmüştü. chelsea korner atma rekoru kırıyor, ortalar sağdan soldan geliyor. ataklar bitmiyordu.
biz o gün orada 'çanakkale geçilmez'i gösterdik, dünyaya bunu anlattık. sergen'de en cool oyundan çıkışı gerçekleştirerek bizleri bir kez daha hoşnut etmişti.
o sezon CL den gruptan çıkmamıza saniyeler varken diğer maçta sparta gol atmış ve onlar bir üst tura çıkmıştı.
her beşiktaş taraftarının kalbinde yer etmiş 100. yılın ekim ayıydı.