tamamını okuyun lütfen. *
bu yazdıklarım benim görüşümü yansıtmaz bunu bilmenizi isteyerek objektif olması açısından olaya birkaç farklı açıdan yaklaşmak istiyorum.
herşeyden önce karaçarşafla okula girmesini din açısından degil de son donemde kullanılan şiddet tehditi olarak bakarsak herkes bunu bir kamuflaj olark kullanmakta ve bu maske altında canlı bombadan tutun hırsızlık dahi yapabilmekteler. lakin bu tür davranışlar gerçek anlamda inanışları nedeniyle karaçarşaf takan insanları zor durumda bırakmaktadır zannımca.
gelelim türban meselesine. şimdi en güzel detay şurada. ısıtılıp ısıtılıp önümüze konması meselesi. inanın bu mesele önümüzdeki 20 yıllık süreçte çözülmeyecek çözülemeyecek daha dogrusu cözmemize izin verilmeyecek. bu ve buna benzer diğer kanayan yaralarımız gibi, türkiyede ne zaman ortalık durulsa, sakinleşse, herşey düzene girmeye başlasa, bir yaramız daha kurcalanacak kanatılacak. sağ sol bitecek alevi sünni başlayacak, o bitecek türban örtü çarşaf mendil başlayacak, o bitecek kürt türk başlayacak, o bitecek sen ibnesin ben değilim hadi birbirimize girelim ile de bitmeyecek bitirmeyecekler. benim rahatsız oldugum konu şu. biz bunu bile bile neden bu oyunlara alet oluyoruz. zira akılsız mıyız hayır, kafamız gayet güzel çalışıyor mu evet. e neden bu kategorizeleştirilmelere oyuncak oluyoruz.inanın bu sorunların hepsini çözmüş olsak bile bizim bir özelliğimiz var. öteki kimliğe direk düşman olma huyumuz. o bizden değilse düşmandır. ya ne alaka tamamiyle keskeralaka. o bizden değilse düşman olmayabilir, dost olabilir. bizi kendi başımıza bıraksalar bile kendi kendimize sorun buluruz çok fena sorun üretiriz.
bak sen hedesin ben de hödüyüm hadi birbirimizi s.kelim. bu ülke bir sorun daha kazansın bir yara daha açılsın diye fırsat kollayan odakları görmemek için kör olmak gerekir. ve buna alet olmak da gerizekalılıktan başka birşey değildir zannımca.
bakın başörtülü birisi türban demiyorum saçını mendil peruk neyse sadece saçını kapatıp okumak isteyenlere bu ülke onlar üniversitelerin ahlakını bozuyor diyenler bile oldu. ismi lazım değil birçok üniversitemizde travesi ogrenci grupları toplulukları var. eşitlikten bahseden bir ülkede yaşıyoruz ve x ahlakı bozuyor da y bozmuyor mu? diye sormak insanı yobaz yapıyorsa gülmekten başka vereceğim cevap yoktur. dinini sevmek ya da savunmak yobazlık ise sosyalist olmak da komunizmdir. düz mantık değil bu malesef.her dinine saygı duyana sen yobaz dersen her sosyaliste komunist demen gerekir, her sağcıya faşist demen gerekir. temennim şudur ki her görüşün aşırı uç olanları zararlıdır. aşırı uç nedir peki? digerlerini ötekilerini kendinden olmayanları düşman diye nitelendiren her görüş uç görüştür.
şimdi tamamını okuyabilenlere bir hatırlatma daha. serbest çağrışımla yola devam ediyorum aklıma geleni yazacağım zira.
bir entrimde de yazmıştı fakat bulamadım. bakın 2 kuşak geriye gidin 30lar 40lar. nenelerimizde başörtüsü yok muydu? onlar da mı yobaz.
bunu bir kenara bırakalım kurtuluş savaşında omzunda top gullesi taşıyan kara fatmalara bakalım. ulusta heykeli var o da yobazdı evet evet yobazdı degil mi?
hödüğün biri cıkıyo "eskiden saç bakımı bu kadar yaygın degildi yemek yapan kadınların saçları dökülmesin diye turban takıyolarmış şimdi de saç bakımı var takmasınlar" diyor. kahkaha bile atamıyorum güler misin alar mısın.
eğer bu bir tehditse senin geçmişin tehdit ve tehditlerle dolu.
şimdi diger boyut. tamam okumasınlar. giremesinler üniversitelerimize. onlar girerlerse zorla herkese turban taktırırlar yaymaya çalışırlar sonra türkiye iran a döner. iran gibi olmak ister miyiz hayır. peki bunun mümkünatı var mı bilemem.
düşünsenize üniversitelerde birsürü türbanlı kız. ki onlar da hırs yapıyorlar yüksek puan alıyorlar. odtüyü hacettepeyi itü yü ele geçirirler. sonra buradan mezun oldukarı için iyi iş bulurlar sonra ekonomik ve etki olarak güçlenirler, üniversitelere hoca olmaya başlarlar, doçent olurlar prof olurlar. sonra türkiyeyi ele geçirirler. yaaaaa...
bir de tersini düşünelim. onlar üniversitelerde okumasınlar giremesinler. liseyi bitirsinler tamam. üniversitede ne işleri var. cahil kalsınlar biz onların yerine okuruz. eşitliği savunan çagdaş laik hukuk devleti olarak her çagdaş ve lail birey olarak bizler ğlkemizin medeniyetler içerisinde en iyi ve hak ettiğimiz yeri alırız ülkemiz gelişir büyür ve onlar da bundan istifade ederler. bu onların iyiliği için. yaaaaa...
şimdi ise başka bir boyut. bak kardeşim ben eşitlikten yanayım. insanlıktan. ne hedeyim ne de hödö. ne sağ ne sol ne yukarı ne aşağı ne beyaz ne siyah. önemli olan insanlık. mevlana ne demiş ne olursan ol yine gel. insanları kategorize etmemiş sınıflandırıp birbirine düşman etmemiş. biz oyuna gelmeyelim ve çözüm üretip bizim kanayan yaralarımızı tekrar kurcalayanlara bir ders verelim. eğer bu ülke eşitse herkes aynı haklara sahip olmalı. dikkat edin aynı haklar. azınlıkların bile hakları daha fazla normal bir vatandaştan. bir düşünün neden? tamamen bizim kendimizi yiyip onların piyasada cirit atmasından kaynaklanıyor. ben nsansam insanlığı savunuyorsam amerikada da kutuplarda da insansam türkiyede bir insan ne haklara sahipse herkes o halara sahip olmalıdır. bir terörist benim üniversitemde okuyabiliyor, travesti okuyabiliyor, yaşlı genç farketmiyor, erkek bayan ibne farketmiyor hepsi okuyabiliyor eşitlik her yerde her zaman eşitliktir. değişmez. basa basa söylüyorum değişmez değiştirilemez.
şimdi sayın okurlar seçimi size bırakıyorum. bakın her kelimede kendinizi bulacaksınız.
son söz; okuyabilen katılan katılmayan düşünen düşünmeyen sadece biraz atgözlüğünü çıkarın etrafınıza bakın. hayat bunlarla uğraşacak ve birbirimizi öldürüp acımasızca karşı koyabileceğimiz kadar uzun ve geniş mi?
