saw, identity, the usual suspects, se7en gibi filmleri yalayıp yutmuş izleyiciye pek tat vermeyecek olsa bile, ufak tefek mantık hatalarını görmezden gelerek izlenmesi gereken mini bir seri olmuş. her ne kadar ilk bölümle onca farklı karakterle sıkı bir giriş yapsa da, ilk birkaç bölüm izledikten sonra, sağ kalacak son üç kişi tahmin bile edilebiliyor. mevzu basit; adaya evlenmek için gelen çiftimiz, yanlarında arkadaş ve akraba güruhunu da sürüklüyor. birkaç kanlı ölümden sonra bakıyorlar ki adada bir katil var. dizi de bu konu üzerinden 3 parçada ilerliyor.
dizinin ilk bölümlerinde adada 7 yıl öncesinde dolaşan psikopat bir katilin şerif tarafından yakalanıp öldürüldüğünü öğreniyoruz. belli bir yere kadar da onu ölü biliyoruz. adadaki bizim elemanlar arasından tam katili tahmin edecekken bakıyoruz ki zamanında o katili öldürdüm diyen şerif aslında ben onu öldürmemiştim diyor ve katil-düğün tayfası arasındaki kaç yoksa keserim bölümlerine geçiyoruz. tam "eaah işte katil bizim baş elemana kadar alayını kesecek, bizimki de onu kesecek. ne lan bu?" derken bakıyoruz ki katile yardım eden birinin, bizim elemanların arasında olduğunu öğreniyoruz. tam da onu tahmin edecekken bakmışsın zaten... ohooo, bitmiş dizi..
anladığım kadarıyla izleyiciyi son birkaç bölüme kadar "aha buldum katili yeminlen, izlemem daha!" klişesinden koparmaya çalışmışlar. zaten ilk bölümlerde karakterler izleyiciye öyle bir yediriliyor ki, dersinki bunların arkadaşlığına oturayım. hepsi ayrı bi dünya, bi arızalar; biri birinin sevgilisine asılır, diğeri kocasını damadıyla aldatır, diğerinin bi çanta dolusu parası var, gelinin eski erkek arkadaşı gelir nikahı sabote etmeye, üstelik gelinin babası tarafından çağırılmış... teheeeeyy!
izlenmeyecek bir dizi değil. ama öyle ara ara çıtır çerezlik gidecek kapasitede bir dizi hiç değil. yanlış anlaşılmasın, kötülemiyorum diziyi. 2-3 günde bir bölüm izlerim, lost'u, heroes'u beklerken kaynar gider diyemiyor insan nedense. ilk birkaç bölümden sonra eğer bir sararsa, bakmışsın ki akşamına bitmiş bile dizi, "neydi lan bu şimdi?" derken buluyorsun kendini kendine...