Başka türlü bir ev sahibi
Açılımın gerçekten hükümran özne'nin açılımını içermesi isteniyorsa böyle bir koşulsuzluğa meyledilmelidir. Bir başka deyişle, Kürt açılımı sürecinin basitçe Kürtlere gösterilecek liberal bir hoşgörü ile sınırlı ve buna tekabül eden yasal düzenlemelerden ibaret kalmasını istemiyorsak, ev sahibi ve konuk ilişkisini tartışmaya açmamızın zamanı gelmiş demektir. Gerçek ve kalıcı barışın yolu ev sahipliğinin mahiyetinin değişimi ile, buyur eden ile buyur edilen arasındaki ayrımın kalmadığı başka türlü bir ev sahipliğine meyletmeyi ima eder. Ancak bu koşulsuz konukseverlik, yine Derrida'dan hareketle söyleyecek olursak imkansızdır. imkansız olması ile Derrida'nın kast ettiği şey onun somut ve tematize edilebilen bir siyasete de indirgenemezliğidir. Ancak bu imkansızlığa meyledilmelidir. Bu imkansızlık bir edimsizliği veya siyasetsizliği imlemekten ziyade, etik olanın alanı ile siyasetin birbirinin içiçe geçmişliğine, birbiriyle düğümlenmişliğine ve zorunlu olarak birbiriyle hesaplaşma ve sorgulama halinde olmaları durumuna gönderme yapar. Kendini etiğin alanından azade etmiş bir Kürt açılımı bu siyaseti basit bir kurallar ve yasalar oluşturma dizgesine indirmeye mahkum olacaktır. Etiğin alanından kendini azade kılmayan bir açılım ise ırkçılığın sorun haline getirilmesi ile işe başlamayı gerekli kılar. Bu da, örneğin Türkiye'nin 'ilerici' üniversitesi addedilen ODTÜ gibi bir kurumda Kürt olduğu için bazı öğrencilerine referans mektubu vermeyi reddedebilen, bu reddi de 'onların kuyrukları yok mu?' biçiminde kendince esprilerle süsleyen zihniyetin değişmesiyle işe başlamayı gerekli kılar.
MEYDA YEĞENOĞLU: ODTÜ, Sosyoloji Bölümü
--spoiler--