aslında tam olarak tam tersidir diyebiliriz. telefonda ayrılma değil barışma olur yani. trajikomedi mesajda başlar:
- ayşe ben senden ayrılıyorum?
- hm, peki.
- peki.
- peki.
süre geçer, karşı taraf düşünüldüğünden daha egolu çıkar. demek ki gidiyom dese git diyecek ya inanılır gibi değil. ancak bu derin ayrılık daha sonra yerini can sıkıntısına bırakır:
-aşkım:( ben seni çok özledim, sensiz geçen günlerim(23 dakika civarı) zehir gibi. geçmek bilmedi. beni sensiz bırakma:(
-aşkım ya:( sonsuza kadar ayrılmayalım biz, seni çok seviyorum.
yazarın notu: her ikisi de kusurlu. daha doğrusu ilişki kusurlu. söyleyemiyorlar ama her ikisi de aslında birbiriyle sadece 3-5bin sms leri atmak için çıkıyorlar. yoksa geçen gün otobüste gördüğüm kızın dışarıyı seyrederken 5 saniyede bir mesajı alıp okuyup cevaplayıp(bütün bunlar bakmadan gerçekleşiyo, iletişim konusunu aşmışlar) tekrar elinde tuttugu ve artık yavas yavas elinin şeklini aldığı cep telefonunun açıklaması olamaz herhalde.