eğitimsizliğin göstergesidir. o döneme kadar, hiç deprem görmemiş olan 'ben'in ne yapacağını bilmeden, salak salak ortalarda dolaştığı depremdir.
gecenin bir köründe, bir panikle uyandırıldım. annem; 'kalk mengü deprem oluyor' diyordu. ilk gördüğüm şey, sarkık olan avizenin en altının, tavana vurduğuydu. korkmam gereken bir zamanda hiç korkmamıştım. çünkü, o vakte kadar, hiç deprem görmemiştim. sadece filmlerde izlediklerim vs.
sonra evin holünde salak salak dolanmaya başladım. o sırada hala sallanıyorduk. çabucak giyinmiştim. anneme, babama baktım. durum şöyleydi; annem saçlarını tarıyor, babam ise anahtarlarını ve paralarını arıyordu. bir tek mantıklı olarak annemin; kapının eşiğinde dur dediğini hatırlıyorum. sonra aşağıya indik.
ertesi gün eve döndüğümüzde, televizyonda, bir depremin neler yapabileceğini gördüm. yıkıyordu. insanlar kurtulamıyordu. halbuki, deprem sırasında birinin öleceği, ya da benim öleceğim aklımın ucundan geçmememişti. eğer depremin ne olduğunu bilsem, öyle mi davranırdım? her iki tarafta da hata var. devlet ve biz. kendimiz de öğrenebilirdik; ama devletin de öğretmesi gerekiyordu. lakin öğrenmemin en acı şeklini yaşadık. yaşayarak öğrendik. şimdi en küçük sarsıntıda ne yapabileceğimizi biliyoruz. deprem gelmeden önce, evimizin güçlendirilmesi gerektiğini biliyoruz. çünkü ölüyoruz lan. onca yıl uğraş sonra 2 dakikada öl.