kadınlar sevmeyi bilirler bilmesine de bir kez sevdiklerinde anlarlar aslında hiç sevmemeleri gerektiğini. kadın sevdiğinde kendini unutur adeta, kadınların doğasında var olan zaaflarıdır bu. erkekler ise bu zaafı kullanmayı çok iyi bilirler. kadının ne derlerse yapacağından, ne yaparlarsa onları affedeceğinden öyle emindirler ki pervasızca hareket ederler. bir kadın için sevgi demek fedakarlık demektir. erkeklerin egoist dünyasındaysa fedakarlığa yer yoktur. kadın sever, sevdikçe erkeği şımartır. ancak, bir gün gerçeği fark eder kadın. anlar ki onun sevgi anlayışıyla sevdiği adamın sevgi anlayışı asla aynı değildir. işte o noktada sevgisi biter kadının ve bir daha sevmeyeceğine dair söz veririr kendine. sonrasındaysa işte böyle sevmeyi bilmemekle suçlanırlar. kadınlar sevginin en asilini bilirler bilmesine ama o sevgiyi kendilerine saklarlar. sırf bencilliğin ve egonun kirli eli ona değmesin diye. kanımca annelik duygusuyla bu içlerinde sakladıkları sevgi arasında kuvvetli bir ilişki vardır. kadınlar sevgilerini biriktirirler, ta ki o sevgiye asla ihanet etmeyecek ve o sevginin kıymetini bilecek - ileride arasıra unutup mutlaka tekrar hatırlayacak olsada - minik bir kalbe akıtana kadar.