yaşının bütün güzelliğiyle uykudaydı.. heyecanı gizleyemez ya o yaştakiler, uyurlardı bu yüzden. her evde ayrı bir gece, gelir üzerini örterdi onun her gece.. ve o yaşa yakışmayan rüyayı görüyordu. rüyası bitsin diye de sallandı dünya, ağustos ve marmara..
çığlıklar başladı sonra, uyanmadı kız, değişmişti ya rüyası.. elini tutuyordu sevdiğinin, bir ara kızıyorlar gibi geldi kıza.. kapadı kulaklarını dünyaya..
ve dünya, duymasını bekliyordu renkli acıtan televizyondan..
sonradan öğrendik ki kızın adı marmara'ydı.. keşke sevmeseydi ağustosu.. televizyonda eğilmiş adamın donuk görüntüsünün arkasından geliyordu ses.. canlı vardı içerde, biliyorlardı ama seslerini duyan yoktu..
..