*Romanlarında Uşaklıgil'in ilgi alanı dardır. Kişilerini ve onların sorunlarını işlerken, sınırlı bir yaşantı çerçevesinin dışına çıkmaz. Duyarlı genç kadın ve erkeklerin aşkta yaşadığı hayal kırıklığı başlıca teması olmuştur. ilk romanlarında daha platonik ve romantik olan aşk ilişkileri , son iki romanında yasak aşkla noktalanan cinsel bir tutkuya dönüşür.
*Bütün kusurlarına rağmen Halid Ziya, Türk romanının öncüsü sayılmıştır. Ondan önce romanı bir sanat yapıtı kabul ederek onun kadar ciddiye alan , bir sanatçı titizliğiyle romanların yapısına ve tekniğine gereken önemi veren başka bir Türk yazarı olmamıştır.
*Eserlerinde, ahlaksal ve toplumsal kaygıdan çok sanatsal kaygıyı ön plana çıkarır. Hayattan aldığı konuları, hayal gücü ile zenginleştirerek eserlerinde işler. Yaşamın gerçekliğini sanatsal gerçekliğe dönüştürür.
*Romanlarının kişilerini , özellikle vurgulanan insanlar açısından tanıdığı insanların karışımından elde etmiştir. Eserlerinde tasvir ve iç çatışmalara önem veren yazar, kişilerin yaşadığı trajik ikilemleri işler.
*Konuşma dilinden farklı, estetik yönü zengin bir roman dili oluşturmanın peşindedir. Tevfik Fikret'in şiirde sağlamaya çalıştığı müzikaliteyi Halid Ziya nesir dilinde kurmaya çalışır.
*Eserlerinin konusunu seçerken yetiştiği aile çevresi ve sosyo-kültürel ortam önemli rol oynamıştır. Siyasal baskılar nedeniyle toplumsal konulara eleştirel yaklaşamamıştır.
*Aşk-ı Memnu, Mai ve Siyah , Kırık Hayatlar, Bir Ölünün Defteri adlı eserleri hep yasak aşk veya aşk üçgeni etrafında döner.