toyotasanin sabanci holding tarafindna tasfiye edilmesinin nedenlerinden birisidir.
--spoiler--
9 Ocak 1996'da, guvenligi had safhada olan Levent'teki Sabancı Towers'da DHKP-C'liler tarafindan katledildigi susu verilen Sabanci Holding yonetim kurulu uyesi özdemir Sabancı. Onunla birlikte toyotasa Genel muduru Haluk Görgün ve sekreter Nilgün Hasefe de hayatlarini kaybettiler. Kurban giden her uc kisi de, ozellikle Ozdemir Sabanci, otomotiv sektoruyle yakindan ilgilenen kisilerdi!
Sabanci Vakfi'ndaki bilgiye gore (http://www.vaksa.org.tr ) Ozdemir Sabanci, Sabancı Topluluğu'nun en büyük sanayi birimlerinden SaSA şirketini kuran ve geliştiren kişidir. Otomotive olan özel ilgisi ile TemSA'da Mitsubishi Maraton otobüsleri, minibüsleri ve ticari araçlarının üretimini başlattı. Japonlarla yuzde 50-50 ortaklıkla ToyotaSA ve YazakiSA fabrikalarının kuruluşunu sağladı. Sabancı Holding Sentetik Elyaf Otomotiv ve Plastik Grubu Başkanı olan Özdemir Sabancı'ya SaSA, TemSA, ToyotaSA, PilSA, YazakiSA, SapekSA ve AkkardanSA şirketleri bağlıydı. Yakin cevresine "ToyotaSA ile 100 milyar dolari asan Japon sermayesini Turkiye'ye cekmeyi hedefliyorum" dedigi biliniyor. Sabanci'lar arasinda otomotiv alaninda buyuk projelere sahip oldugu icin hem uluslararasi otomotiv trostlerini hem de onlarin rekabetten hoslanmayan Turkiye'deki yerli uzantilarini rahatsiz ediyordu.
Oldurulen her uc kisinin de otomotiv sektoruyle yakindan ilgili olmasi cok dikkat cekicidir.
Cinayet DHKP-C'nin ustune yikilsa da (bu da Ocalan'in gudumundeki derin-PKK gibi derin devletin tetikci bir orguttur) cinayetin arkasindaki iradenin Ergenekon Teror Orgutu arkasindaki iradeyle (Derin Cemaat) ayni oldugunu dusunuyorum. Birkac ay once (Mayis 2009) Ergenekon Savcisi Zekeriya Öz, bu cinayeti arastirmaya niyetlenmis ama arkasi gelmedi. Saniyorum birileri araya girip bu onemli cinayetin ustunu orttu veya Savci Oz davada hala israrci oldugu icin birileri Ali Suat Ertosun'a Oz'un ipini cektirmeye calisiyor. Ertosun'un, Savci Oz ve diger Ergenekon savcilarini gorevden almak icin cirpinmasinin sebebi Sabanci Cinayeti'nin de Ergenekon sorusturulmasina dahil etme ihtimali olabilir mi?
"Sabanci Cinayeti neden onemli ve Sabanci'yi kim oldurtmus olabilir?" sorusunun cevabi Ertosun ile Ergenekon'u birlestirecek Once bu sorunun cevabi bulmamiz lazim.
ozdemir sabanci ölduruldukten sonra birileri, guclu bir rakibin ortadan kaldirilmasiyla cok rahat bir nefes aldi. Sabanci olduruldukten sonra Sabanci Holding otomotiv sektorunden adeta elini etegini cekti. Hurriyet Gazetesi otomotiv yazarlarindan Emre Özpeynirci'nin 9 Nisan 2008 tarihli yazisi bu konuda ilginc bilgiler veriyor
(bkz: koç tohumları atıp büyüttü markayı sabancı yarattı)
Sabanci'nin otomotiv sektorunden cekilmesi, Özdemir Sabanci'nin oldurulmesinden sonra oluyor. Bu da, "Birileri Sabanci Holding'i otomotiv sektorunden uzaklastirmak icin mi bu cinayeti isledi?" sorusunu akla getiriyor. Sabanci Holding'deki Otomotiv sektorunun beyni ortadan kaldirilinca, sektor de haliyle coktu. Buna ragmen Sabanci'nin bu cinayetten sonra otomotiv sektorunden cekilmesi bana mantikli gelmiyor, farkli elemanlarla yollarina devam edebilirken sektorden el etek cektiler. Saniyorum birileri "Bu sektorden cekileceksiniz, yoksa..." mesaji verdi; mesaj cok etkili bir yerden geldigi icin Sabancilar mesajlarini alip sustular
(üzeyir Garih cinayetinde de Garih ailesi susmayi tercih etti; onlar cinayetin kim tarafindan islendigini bildikleri halde olayin ustune gitmediler. Ilginctir, Sakip Sabanci haric, Sabancilar da cinayeti cozmeye fazla istekli gorunmuyorlar)
Sabanci Cinayeti basit, siradan bir cinayet degil, bircok hedefe birden ulasmak, birden fazla mesaj vermek icin islenmis bir cinayetti. Bu cinayeti isleten, en az uc mesaj vermeye calisti.
1- yukarida bahsettigimiz, Sabanci'yi otomotiv sektorunden tamamen silip atma mesaji; bunu basardilar. Detayina yukarida degindik.
2- Sabancilar, ozellikle Sakip Sabanci, Kürt Sorunu’nun demokratik yollarla cozulmesinden yanaydi. "Ekmegimizi Kürt Sorunu'ndan cikartiyoruz, ekmegimizle oynama" mesaji verildi.
3- uyusturucu ticaretiyle ilgilidir.
Bu son iki mesaji biraz daha detaylandiralim:
Sakip Sabanci, Kürt Sorunu'nun çözümü konusunda rapor hazırlayıp 29 Eylül 1995 günü Diyarbakır'da toplanan Demokrasi Kurultayı'nda acikladi. "Kurt sorunu cozulsun artik ben cografyaya yatirim yapmaya hazirim" dedi. Sabanci'nin bu girisiminden sonra "Haddini bil Aga, cizmeyi asiyorsun" turu tehditlerle karsilasti. Yaklasik uc ay sonra Ozdemir Sabanci'yi katlederek sadece Sabancilara degil, Kurd Sorunu'un bariscil yollarla cozmek isteyen herkese mesaj verdiler.
Uyusturucu baglantisi da şöyle: Emniyet Genel Müdürlüğü ile Sabancı Holding arasında yapılan bir anlaşma gereği ele geçirilen uyuşturucular Sabancı Holding'e ait çimento fabrikasında imha ediliyordu. Ancak Ozdemir Sabanci, yakma isleminin yapilmadigini tesbit etti. Birileri, yakalanan uyuşturucuyu imha etmek yerine doğrudan Avrupa'ya yolluyordu. Ozdemir Sabancı bu illegal faaliyetten haberdar olmus, bu kirli ticaretle iliski icinde olanlari da ogrenmisti. Onu ortadan kaldirarak uyusturucu ticaretine engelsiz devam ettiler. Turkiye gibi ulkelerde darbe zemini hazirlamak gibi buyuk operasyonlar icin buyuk paralara ihtiyac duyulur. "Derin Cemaat"in gudumundeki karanlik mihraklar bu parayi uyusturucu ticareti gibi yerlerden karsiliyorlar.
Kisacasi Sabanci Cinayeti'yle en az (belki daha fazla da biz bilmiyoruz) uc hedefe ulasildi.
1-Sabancilar otomotiv sektorunden silinerek tenekeden araba satarak servet kazananlarin onu acildi (Erbakan'i iktidardan eden icraatlarindan bir tanesinin de, Avrupa'dan ikinci el araba ithalatiyla igili girisimi oldugunu sirasi gelmisken belirtelim).
2-Kürt Sorunu cozumsuzluge mahkum edildi (son gunlerde Kurd Sorunu'nun cozumu konusunda atilan olumlu adimlar birilerini, ozellikle Abdullah Ocalan'i oldukca tedirgin etmise benziyor). Sorunun demokratik yollarla cozumunden yana olan Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis, Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın gibi rutbeli askerleri bile JITEM gibi cinayet sebekelerini kullanarak ortadan kaldirdilar. Derin Cemaat'in gudumundeki Genelkurmay Karargahi'ndaki birileri bunu inkar etse de hakikat budur).
Teror ortaminda sivil hukumet dahil herseyi kontrol etme ve yonlendirme imkani vardir. Kaotik ortamlarda gucu ele gecirenler pervasizca suc isleyebilirler ve isledikleri suclardan dolayi cezalandirilmak soyle dursun hesaba bile cekilemezler (darbecilerin, uyusturucu isine karisan askerlerin sivil mahkemelerde yargilanmasina karsi cikmalarinin sebebi budur). Butun bu keyfi yonetimi Kurd Sorunu'nun devamina borclu olduklarindan bu sorunun cozumsuz kalmasi icin ellerinden geleni yaptilar/yapiyorlar.