kürt açılımı

entry505 galeri video1
    96.
  1. kürt ulusal mücadelesi karşısında zemin kaybeden egemen siyasetin "bindik bir alamete gidiyoz kıyamete"si.

    sürece gelirsek; bilinç oluşumu olgusunu incelemekte fayda var. yani silahlı kürt hareketi ile siyasallaşmış (en azından siyasallaşma süreci bununla başlamasa bile bununla hızlanmış) insanların (80 yaşındaki diyarbekirliden 5 yaşındaki hakkarili çocuğa kadar) siyasal bilinçlerindeki maddi koşulların temeliyle gerek batıda gerek doğuda bunlara karşı silahlandırılabilecek sivil faşizan yapının siyasal bilinçlerindeki (varsa) maddi temel iyi karşılaştırılmalıdır.

    demem o ki: 9 yaşındayken panzerlere taş atan ve polis tarafından dövülen, 12 yaşındayken panzerlere taş atan ve polis tarafından daha sert dövülen, 15 yaşındayken gerilla ablasını çatışmada yitirdikten sonra yine polise taş atan va daha da sert dövülüp hakkında birkaç yıl hapis istenen kürt ahmet (ki binlercedir) coğrafyasında olup bitenin daha fazla ortağıdır; o coğrafya ile; savaş koşulları ile daha fazla özdeşleşmiştir. yakılan köyleri, savaşı, kanı, işkenceyi yerinde görmüştür. tam da savaşın olduğu yerdedir. bilinç oluşumu da çevrel koşullarla dolaysızdır. yani ben savaş durumunda ahmete ne yapacağını öğretemem çünkü zaten öyle koşullanmış öyle çevrelenmiştir. olası bir iç savaş durumunda ne yapacağını çok iyi bilir. yani ahmetin bilinci gayet maddi temellere; gerçeğin ta kendisine dayanır. kürtlerin nüfus artış hızını da göze alırsak kürt ahmet belki üçüncü kuşağındadır. bunu da bir yere not etmek gerekir.

    gelelim batıya: kürt ahmetle aynı yaşta, resmi ideolojiyle şekillenmiş beyninde (başka türlüsünü beklemek nesnel olmaz) pasifizm yerine görece aktif milliyetçi eğilimler taşıyan, 9 yaşında bayrak mitinglerine katılmış ama diyarbekire hiç gitmemiş, 12 yaşında televizyonda (ama sadece televizyonda) pkk'nin ne olduğunu ikinci ve hatta üçüncü ağızlardan birçok çarpıtmayla duymuş ve kendisine verilen dolaylı bilgilerle kafasında bir pkk tasarlamış olan, kafasında bir "terörist" (12 yaşındaki zihinde çoğu zaman belki insan bile değil bu "terörist") tasarlamış olan, 15 yaşında hayatını çatışmalarda kaybeden bir askerin "şehadet merasimi"ne katılan ve "vatan bölünmez"li sloganlar atan ama işkenceyi hiç duymamış hiç görmemiş, kanı, savaşı ("şehadet merasimi" yapılan asker öz abisi dahi olsa) sadece filmlerde görmüş türk burak'ın bilinç oluşumu maddi temelden en azından bu savaşın maddi temelinden yoksundur.
    kürt mehmet kadar fazla siyasi ve nüfus ağırlığına sahip olmasa da burak'lar nesli de yetişmiş olabilir.

    ha burak bağırabilir. ama mehmetin bağrışındaki arka zeminden farklıdır burak'ın bağrışı. burak savaşabilir; gönüllü bile olabilir savaşa. "biz ülkücüler güneydoğuya gönüllüyüz" pankartının arkasından "asker gidecek geri dönecek" sloganlı yollanabilir siirte. ama mehmet'in koşulları düşünüldüğünde kendi coğrafyasına elinde silahla gönderilen burak'la kıyaslandığında daha fazla bağışıklık kazanmıştır mehmet savaş ve toplumsal kargaşaya gibi özel durumlara.

    bu kıyaslama akademik anlamda yapılmıştır belki araştırmadım. bilinç oluşumu özellikle "medyatik bilinç oluşumu" mutlaka incelenmiştir. savaş ve propaganda konulu tezlerde kitaplarda mutlaka rastlanabilir. yeni de değil bu konu.
    aklıma ilk sovyet askerleriyle nazilerin durumu geliyor. yani köyü yakılmış on milyonlarca insanını makineleşmiş savaşta kaybetmiş ivan'la sırf şovenist propagandayla "asker bilinci" oluşturulmuş hans'ın karşılaştırılması geliyor.
    burak=hans mehmet=ivan demiyorum. ama bilinç oluşumunun ve bu bilincin maddi temellerinin savaşa olan etkisi düşünüldüğünde benzerlikler yok değil.

    yazıyı istatistiki verilerle de desteklesem tam kesinlik veremeyeceğim. ama çatışmalarda yaşamını yitiren gerilla sayısının asker sayısından bir hayli fazla olduğu düşünüldüğünde "kürt'ü kürt'e kırdırma" politikasıyla ölen askerlerin azımsanmayacak bölümünün kürt olduğu düşünüldüğünde koruculuk düzeni de bunlara eklenince savaşın yürütüldüğü coğrafyanın kürt coğrafyası olduğu gerçeğini de yadsımazsak bu yazı noktasını bulabilir.

    mehmet'le burak kıyaslaması sürece dair bir kıyaslamadır. burak devletin resmi görevlisinin oğlu değildir. ama "açılım" sürecindeki milliyetçi itirazlara yedeklenmektedir burak'lar. en "hassas" başlıkta yani "apoyu özgür bırakırlarsa memleket karışır"da burak'ların özneliğine vurgu yapılmaktadır. buraklar; "karışır" fiilinin edilgenliğinde gizlenmektedir. ama görülmeyen ya da görülüp gizlenen bir durum var o da yukarıdaki kıyaslama.

    ateşkese dair en kötümser durumda sivil faşizmin silahlandırılması, bayrak mitingleri, şovenist saldırılar (akyazı'da yaşanılanlar gibi) batıda "işe yarayabilir" ama kuzey kürdistan yukarıda açıkladığım yönüyle daha da bilenecektir.
    nacizane çıkarımım: kürt özgürlük mücadelesinin eli her zamankinden daha güçlüdür. her şeyden önce daha güçlü bir tanınma ve dolaylı da olsa kamuoyunda belirgin bir muhatap alınma söz konusudur. ve türkiye cumhuriyeti tarihinde görülmemiştir türk resmi güçlerinin (askerin polisin istihbaratın) bitiremediği bir silahlı gücü, silahlanan (ki bu da bizzat asker-polis-istihbarat destekli olur 80 öncesi ülkücülerinin silahlandırılması gibi) sivil faşizmin bitirmesi. yani tsk'nın bitiremediği bir mücadeleyi şovenizm ne kadar tırmandırılırsa tırmandırılsın hiçbir "sivil" milliyetçi bitiremez.
    4 ...