o'nsuz bir gün yine başlamıştı. yaklaşık iki buçuk yıldır, her sabah olduğu gibi bu sabahta uyanır uyanmaz "ben nerdeyim, niye uyandım" mallığında atıverdim elimi sehpa üzerindeki sigara paketine. yaktım ve çektim ciğerlerime boğulurcasına, yaşamla inatlaşırcasına. sonra, yine gece boyunca açık kalan televizyonu kapadım. öylesine yorgun ki beynim, ölüm gibi uyuyorum yastığa çeyrek kala. gözlerim açıkken başladığım dualarıma, düşlerimde devam ediyorum her seferinde. öksürük nöbetleri tutarken beni, küfrediyorum her tıksırmada. sonra bir sigara daha, bir sigara daha...
adı geçen her cümlede buğulanıyor gözlerim, farkettirmeden içerime sızdırıyorum damlaları. doldukça doluyor hüzün denizim. dalgaları güçleniyor, her seferinde daha şiddetli çarpıyor bam telime ama ben farkedemiyorum içten içe tahtaları kopan iskelemi...
beynime hapsettiğim, zaman zaman parmaklıklar arasından gözlediğim, içeri girmeye endişe duyduğum, o'nun için sıradan kelimelere bile milyonlarca anlam yüklediğim karanlık bir zindandayım. müebbet yediğimin de farkındayım. "allah kurtarsın" demeyin, ben bu zindanla çok rahatım.