evde böcek beslemek

entry27 galeri
    23.
  1. insanın sevmediği ot burnunun dibinde bitermiş hesabı sevmediğim ne varsa beni bulur sevgili okur! işte böceklerde bunlardan sadece biri!!

    bir hafta kadar önce tek başıma sürünmekte olduğum evde mutfağa girip lavobaya bakmamla çığlığı basmam bir oldu. neden? zira kafam kadar bir böcek (bkz: karafatma) lavobonun içinde boylu boyunca yatmaktaydı. kuvvetle muhtemel boğulmuş. zaten ölmemiş olsa benim çığlığıma çoktan uyanırdı. dolayısıyla uyuyor olması imkansızdı. tek başıma ne yapacağımı bilemeden ablamı aradım. telefon usuluyle böcekten nasıl kurtulacağımı öğrendikten sonra yaklaşık 1 saatlik yoğun bir operasyonla kurtuldum..

    ertesi güne kadar..
    yine rahat bir halde erkenden kütüphaneye gitmek için uyanmışken aklımdan 'hhaha.. şimdi bi bakıyormuşum, bi tane daha oluyormuş!' diye kendimle dalga geçerek mutfağa girdim ve ordaydı.. göz göze geldik.. hareketliydi.. canlıydı.. kocamandı.. korktum.. o da benim için aynılarını düşünüyordu kuvvetle muhtemel. ben de hareketli, canlı ve kocamandım. korktu. ama kaçamadı.. ben de kaçamadım. zaten benim kaçmam mantıksızdı. dolayısıyla ben de evde ne kadar çamaşırsuyu ve parfüm varsa böceğin üstüne boca ettim. öldü.. onu da attım..

    asıl maceramsa bundan sonra başladı. akşam eve gelip mutfağın kapısını açtığımda mutfak tezgahında bir tane daha gördüm. bana baktı. çığlığı bastım. pıtır pıtır kaçtı.. ertesi günse kapıyı açtığımda yerdeydi..

    artık aramızda duygusal bir bağ oluşmuştu onlarla.. hissediyordum.. onlar hayvan olamayacak kadar kocamanlardı. ben de onlara birer isim verdim. haydar, recep, abdurrezzak.. kocaman bir naylon poşet kesip bir ucunu yere bir ucunu kapıya bantladım. çıkmasınlar diye.. artık geceleri eve geldiğimde mutfağın kapısına hızlıca bir kaç kez vurup, anlaşılmaz sesler çıkarıyordum. ortadalarsa korkup kaçsınlar diye.. bir süre sonra kendimden ben bile korkmaya başlamıştım. bir kaç gün sonra ise mutfağı temelli kullanıma kapadığım halde her gece eve gelince kapıya vurup onlara seslendiğimi fark ettim. artık resmen biz ev arkadaşıydık ve ben onlara 'ben geldiiiim' formatında haber veriyordum..

    günler günleri kovaladı. yardımıma raid yetişti. hala minnettarım kendisine.. bir böcek operasyonu düzenledim ki, onları öldüreceğim derken sıktığım ilaçla kendim ölecektim nerdeyse.. boğulmamak için kendimi balkona attığımda yüzümde hafif şizoid, mutlu ama bir yandan da üzgün bir ifade vardı sözlük.. artık onlar benim ev arkadaşımdı ve belki ben artık katildim.. yine de yüzümde o şizoid mutlu gülümseme vardı..

    ilacı sıktıktan sonra kapıyı hızlıca kapatıp naylonu geri yapıştırdım. mutlulukla eserimi izleyecekken kapının kenarından, poşetin alt ucundan bir karartı belirdi.. üstüme doğru can havliyle koşmaya başladı.. ben de kaçmaya başladım. sonra yaptığım salaklığı fark edince, geride hiç görgü tanığı kalmasın dşye onu da öldürmem gerektiğini fark edip ben onun üzerine koşmaya başlayınca o da kendini salona doğru attı. elime raid'i aldım.. üstüne fıssssss diye köpüklü öldürücü spreyi sıktım.. ve o an başını çevirdi.. göz göze geldik.. haydar bana baktı, ben haydara.. 'neden?' diyecek oldu.. bir kaç duyargarsını oynattı.. ben acımasız bir kahkaha atıp terliği üzerine bastım..

    bir kaç gün sonra mutfağın kapısını açtım.. receple abdürrezzak da yerde ikiseksen yatmaktaydı. onlar da ölmüştü.. cesetleri ortadan kaldırdım..

    sonrası mı?

    artık yalnız yaşıyorum..
    2 ...