karşıma çıkan tüm duygusal insanların söylediği tek söz vardı; insan bir kere aşık olur.. ben hakkımı harcamıştım, ee şimdi ne olacak? ben bir daha sevemeyecek miyim? öyle değilmiş işte..
aşk kavramını çok araştırdım; insanın anlam veremedeği bir bağlılık duygusu olduğuna herkes hemfikir.. fakat bazıları bunun karşılıklı olduğuna bazıları ise karşılıksız sevmekten geçtiğine inanır.. en mantıklı olanı karşılıksız olan sevgi olsa gerek, platonik değil ama; sevdiğini söylersin fakat sevilmezsin ya, öyle bir şey işte..
bazı şarkılarda da geçer aşkın karşılıksızlığı; en çok aklımda kalanı ali tufan kıraç'ınki oldu sanırım; sen beni sevmesen de olur zaten aşk budur diyordu.. güzel diyordu, hoş diyordu da; hani aşk güzel bir şeydi? karşılıksız olan sevgi acıtmaz mı biraz? biraz değil çok acıtıyormuş da, saçmadan bir de zevki var; hani acı biber yemek gibi..
insanın canını sıkan karşılıksız kalması değil yalnızca; yıllar geçse de geçmemesi.. içinde aptalca bir umudun devam etmesi ve bunun üstesinden gelmenin yolunun henüz keşfedilememiş olması.. başka birini sev unutursun derler, sevmek kolay olsa ebem de sever.. ama zaman en iyi ilaçmış, şayet aradan beş yıl geçti, eğer içimdeki sevgi azalmamış olsaydı dayanılmaz bir hal alırdı sanırım.. azaldı dediysem de az bir şey kaldığını sanmayın.. çok fazlanın biraz azalması hala çok olması demek sanırım..
bir kere aşık olma konusuna gelince; evet bir kere aşık olur insan fakat defalarca sevebilir.. aşkın karşılıksızlığının verdiği acıyı tekrar yaşamak istemeyen insanoğlu, bu defa kendini seveni sevmeyi tercih eder.. mutlu olur mu? bilemem..