her ne kadar ak parti üzerinden bazı rejimsel ve algılayışsal devşirme-suni problemler yaratılıyor olmasını esefle izliyoruz ki; bazı gerçeklerin de üzeri örtülmeye çalışılıyor yanlı mizah-basın tarafından. olaylar bölgesinde kendimize veya başkalanna atfettiğimiz az veya çok aldatıcı görünümlerden değil gerçek istencimizden sorumluyuz türk siyasetini ve ak parti'nin cumhuriyet algısını unutmayalım. ancak, bir şekilde kendi kendisiyle tartışabilmiş olma ve en azından belirli bir derecede bilinçli ve istenmiş bir ak parti duruşu, kendini ortaya koyarak yapabilmiş olma koşuluyla sorumlu olunur ki chp-kemalist zihniyet farklı bir sonuç çıkarmaya meyilli... recep tayyip erdoğan'ı haklı veya suçlu yapan şey, eğilimlerimizin sistematizasyonundan ve bunun sonucu metafıziksel bütünlüğünden başka bir şey olmayan derin ve göreceli olarak sürekli olan bu istenç olup, bu istencin zıttında eylemlerimizden herhangi birini bazen belirleyen yüzeysel ve rastlantısal ideolojik istenç değildir. tam tersine içindeki atatürk aşkı... zaten genel anlayışın her zaman kabul ettiği de budur ama işte dış güçler de bu durumun lanse edilişinde yanlışlar yapıyor.
iyi kalpli olarak bilinen bir r.tayy.p e. tarafından söylenen sert bir söz başka birininkinden daha az kincidir, çünkü bu davranış bir sabırsızlık anına, geçici fiziksel bir acıya atfedilebilir ve onun gerçek duygularının bir ifadesi olarak görülmez ki; kemalist görüş eleştiri altındayken kastedilen sadece kemalistlerdir. genel olarak, ak parti'nin oluşturucu unsurları ne kadar güçlü sistematize olursa yani ''devrimci'' özgü istencimiz doğa tarafından ne kadar az zorunluluğa tabi tutulursa o kadar çok sorumlu oluruz biz de ülke adına: ve her özel durumda, sorumluluğumuz, tamamlanmış eylemin, eğilimlerimizin organik sistemiyle az veya çok uyumuna dayanmaktadır. işte bu sebepten biraz önce söylediğimize bir düzeltme getirmeliyiz: ak parti felsefesini düşünmenin eksik olduğu yerde sorumluluk kaybolur. düşünme yetisine kökten sahip olmayan bir özne herhangi bir şeyden sorumlu olamaz; ama bilinçsel olarak ve düşünülmüş istencinin yinelenen eylemi ile doğal bir yapı ve bir karakter edinmiş ve bu karakterin etkisiyle ve onunla uyum içinde kendiliğinden davranan bir özne(rte), uzun sürede kararlaştırmış olduğu eylemlerden olduğu kadar ve belki de daha fazla yaptığından sorumludur. mustafa kemal liberal sağ politikalar bu topraklarda olduğu kadar bu toprakların ürünü olabilir yani.