Şimdi asr-ı saadetten günümüze dair yapılan hadisler ışığında değerlendirirsek, kendisinden gelecekten bilgiler vermesi istenilen peygamberimiz (S.A.V.) hep üstü kapalı ve o dönemde var olanlar varlıklarla benzeterek konuşmuştur. Çünkü insanın hayal gücünün sınırı bildikleri dahilindedir. NEtice itibariyle siz insanlara uçağı "pilotların sürdüğü elektronik devreleri olan bir taşıt" diye anlatamazsınız. "Kocaman bir kuş gibi" diyerek betimlersiniz. O yüzden kıyamet alametlerinde bu şekilde yaklaşmak en doğru. Elbette "kıyamet kişinin kendi ölümüdür" ama ben şahsen yecüc mecüc'ün yeryüzünde varolan bir kavim, bir devlet olduğu inancını taşımıyorum. NEtice de bu yecüc mecüc dediğimiz varlıkların arasında hiç iyi yok. Hatta insanları öldürüp, daha sonra oklarını göğe doğrultup "Tanrı nerede, onu da öldüreceğiz" diyeceklerini dile getiriliyor sahih olmayan bilgiler. Çinliler moğollar denmiş ama bir kere dabbetül arz alameti o dönemler gerçekleşmedi. Bu alametin bilgisayar olduğu su götürmez bir gerçek. Topraktan çıkıyor, dünya'nın her yerini sarıyor vs... Bilmiyorum, deccal'ın da bir tür bilgisayar programı olduğunu düşünüyorum ben. Ama bilgilerimiz dahilinde hayalgücümüz olduğu için bu teori saçma gelebilir, lakin 3 boyut teknolojisinin ilerlemesiyle aklımızın almadığı gelişmelere gebeyiz. O yüzden peşin hükümlü olmasın kimse. Ayrıca yecüc mecüc bahsine gelirsek bu şekilde tarif edilenler robot. Yani robota her şeyi yükleyebilirsiniz ama vicdanı yükleyemezsiniz, acıma duygusunu yükleyemezsiniz, insanın içinde olan inanma gereksinimini yükleyemezsiniz. O yüzden gelişen teknolojiyle kendilerini çoğaltmaya başlayacak robotlar dünyanın sonunu da getirecek. Bu söylediklerim deli saçması olarak düşünülebilir ama es geçmemek lazım...
