geçen yaz ağustos ayıydı sanırım.annem, ben ve kuzenim denize gidiyorduk.aşırı derecedeki sıcak hava yine bunaltmıştı.denize girmek için sabırsızlanıyor, hızlı adımlarla kuzenimle ilerliyorduk annem de evlerin bahçelerine bakarak öylece arkamızdan geliyordu.
ve gelmiştik...
kuma ayağımızı basamıyorduk o derecedeki sıcaklık hakimiyetini sesleniyordu etrafa.eşyalarımızı koyarak hemen havlularımızı serdik.denize baktığımda baya dalga vardı.sinirlenmişti yine karadeniz kızmıştı sanki..
buna rağman insanlar aileleriyle eğleniyor sevgililer ise birbirlerine sevgi gösterileri yapıyorlardı.biz de girdik uzunca bir süre kaldıktan sonra çıktık.kurulanmamızın ardından her zaman olduğu gibi voleybol oynamaya başladık çok da iyi oynayamıyorduk hani fena değildik işte.sonra 2 kişi yanımıza yaklaştı bizden fazlasıyla büyüklerdi "maça var mısınız gençler" diye atladı kısa boylu olanı bizde birbirimize bakarak; "tabi, çok iyi değiliz ama oynayalım" dedik şüpheli düşüncelerle.
voleybol sahası yine doluydu sıramızın gelmesini bekliyorduk.sonunda sıramız gelmişti ve başladık.yeniliyorduk şaşırtıcı değildi bu bizim için kendimize güveniyorduk, güvenimizin yansıtmış olduğu enerjiyle de kazanıcağımıza inanıyorduk ve öne geçmiştik.
setin bitmesine yakın tribündeki izleyiciler birden ayaklanmıştı denize doğru gidiyorlardı.ben de bakışlarımı oraya doğru yönlendirdim.bu arada da hep pop müzikler çalan beachde kirk'le başlayan arpej girmişti ilk kez metallica çalmışlardı..evet 'nothing else matters'dı bu..
merakla bakışlarımı kalabalığa doğru yoğunlaştırdım ölümü anlatırcasına acıyla çalan siren sesi kulaklarımızı tırmalamaya başlamıştı.sorduğumda; bir baba ve çocuğunun cesedini arıyorlardı.kurtarıcı botlar, ambulanslar, insanların kargaşası bu esnadaki devam eden şarkıyla kanımı soğutmuştu acımadan.ölümü hissediyor gibiydim.
nothing else matters'la hissetmiştim tüm bu yaşananları.paylaşmak istedim, paylaşmalıydım belki de.Allah, kimseye o baba ve çocuğu gibi böyle acı ölümler yaşatmasın.