atom bombası

entry132 galeri
    26.
  1. ilki 6 Ağustos 1945 günü Japonya'nın Hiroşima kentine karşı kullanılan mekanizma.
    O gün ve öncesinden olanları NTV Bilim dergisi'nden Prof. Dr. vural Altın yazmış.
    Sıkılmadan okumak lazım. Hiç bir canlı böylesine bir ölümü hak etmemeli. T 800'ün de dediği gibi: "Yeryüzünde kendi türünü yok eden tek ırk sizsiniz." Evet biziz. Kendi türümüzü yok etmek için savaş makinaları, silahlar ve bombalar yapıyoruz. Bir g3 piyade tüfeğinin mekanizması bile insanı hayrete düşürecek şekilde zekice tasarlanmıştır. Varın gerisini siz düşünün.

    " 11 mayıs 1945'te Hiroşima, diğerleri ile birlikte hedef olarak seçilmişti. Bunun nedeni ise, Hiroşima'nın, savaş malzemelerinin depolanıp deniz yoluyla nakledildiği önemli bir liman olmasıydı. Ayrıca, 2. Ordu, chugoku Böle Ordusu ve kara kuvvetlerinin deniz gücü karargahı bıradaydı. Arkası oldukça yüksek tepelerle çevrili olduğundan, patlamanın şok dalgası yansıyıp kenti bir kez daha yalayarak daha büyük yıkım yaratabilirdi. nehir kolları üzerindeki köprülerden biri olan Aioi, suyun iki yakasıyla, ortasından başlayan bir kara dilimini birbirlerine bağlayan, T şeklinde bir köprü. 2. Ordu'nun karargahı yanında olduğundan, bombanın üzerinde patlatılacağı sıfır noktası olarak belirlendi. Nükleer silahın etkisini değerlendirebilmek amacıyla , atış gününe kadar Hiroşima'ya hava saldırısı düzenlenmeyecekti; seçilmiş olan diğer hedeflere de...

    Temmuz ortalarına gelindiğinde Los Alamos Labaratuvarları'nda bir dizi namlu tipi uranyum bombası düzeneği hazırlanmıştı. " Little Boy" adı verilen bu tasarımın çalışacağından emin olunduğundan , denenmesine gerek görülmüyordu. hem, elde sadece bir tane uranyum mermi vardı, hedefse hazır değildi. Halbuki diğer, göçertme tipi "Fat Man" tasarımı için plutonyum üretimi hızlanmıştı. Little Boy'Lardan birkaçı, mermi ile birlikte 14 Temmuz günü Los Alamos'tan ayrılan bir trene yüklendi. iki gün sonra, tren San francisco'daki donanma üssüne varmış be yükü Indianapolis zırhlısına aktarılmıştı. Bomba, Pasifik'teki Mariana Adaları'ndan Tinian'daki hava üssünde monte edildikten sonra Hiroşima'ya nakledilecekti. Zırhlı 16 Temmuz günü yola çıktığında, New Mexico'daki Alamogordo yakınlarından yapılan Trinity denemesinde fat man, beklenenin üzerinde yüksek bir verimle patlatılmıştı.

    Kargo 10 gün sonra, 26 Temmuz'da Tinian'a ulaştı. Bu sırada uranyum hedefin parçaları da hazırlanmış ve Los Alamos yakınlarındaki Kartland hava üssü'nden kalkan bir uçakla adaya getirilmişti. Hareketli bir gündü; potsdam'da toplanan konferansta Müttefikler Japonya'ya koşulsuz teslim olma çağrısında bulundular. Kargosunu teslim eden zırhlı aynı gün dönerken, Filipinler denizi'nde bir japon denizaltısı tarafından torpillendi. 12 dakika içinde battı. 1196 kişilik mürettebatın 300'ü, gemiyle birlikte sulara gömüldü. Hazırlıksız yakalanan diğerleri, okyanusa dağılmıştı. Çoğu, bulabildiği yüzer parçalara tutundu. Günlerce okyanus sıcağında aç susuz kaldılar, köpekbalığı saldırılarına uğradılar. Misyonun gizliliği nedeniyle, gemiden haber alınamadığı açıklanmıştı. Beklenen yardım gecikti. Dört gün sonra raslantı eseri yakından geçen bir gemi durumu fark ettiğinde, 316 denizci sağ kalmıştı. ABD donanmasının tarihinde en fazla sayıda ölümle sonuçlanan olay...

    Müttefiklerin ultimatomu, Japonya tarafından ağır bulunup, 28 Temmuz'da reddedilmişti. Japon diplomatlar daha yumuşak teslim koşulları için dolaylı girişimlerde bulunuyordu. Öte yandan, bombanın yapımında çalışan bilim insanlarından bazıları aralarında imza toplayarak, bombanın sivil hedeflere karşı kullanılmasına karşı çıktılar. Japonların uyarılıp, bombanın okyanusta patlatılmasını ve yıkım gücünün, gösteri niteliğinde sergilenmesini istiyorlardı. Tıpkı Amerikalı komodor matthew Perry'Nin 1853 yılında Tokyo limanında, Paixhans toplarıyla yapmış olduğu gibi... Başkan Truman, aksi halde Amerikan kayıplarının fazla olacağı gibi gerekçelerle, bombanın planlanan şekilde kullanılmasına karar verdi. Operasyonu gerçekleştirecek olan "509. Composite Group", 14 Haziran'dan beri Tinian'da bombanın modelleriyle tatbikat yapıyordu. Düzeneklerden biri, L11; projede çalışan bilim insanları tarafından seçilip monte edildi. Gerçek bomba 1 Ağustos'ta hazırdı. Bu iş için uyarlanmış olan "Silverplate" tipi b-29'lardan birine yüklendi. Uçağa biri patlamanın etkilerini ölçmek, diğeri fotoğraflarını çekmek üzere, iki uçak daha eşlik edecekti. Uçuş ekipleri belirlenmiş, emir gelmişti. Birincil hedef Hiroşima'ydı, alternatifleri Kokura ve nagasaki. Ancak, hedefin bulutlu olacağını bildiren hava tahminleri, uçuşu geciktirdi. 5 ağustos'taki rapor, ertesi gün havanın açık olacağını bildiriyordu. Grup lideri olan kaptan pilot seçilmişti; gece uçağın burnuna annesinin adını yazdı: Enola Gay. 6 Ağustos pazartesi sabahı 02:00'da uçuşa hazırdılar. Bomba kazara patlayacak olsa, ada, üzerindeki 500 Adet b - 29'la birlikte havaya uçabilirdi. Ekibin bombacısı patlayıcıların namluya havalandıktan sonra yerleştirilmesini önerdi. Art arda havalanıp adadan ayrıldılar. Kuzeybatıya yönelmişlerdi. Gücenlik derecesiyle, yolun ortasındaki iwo jima'ya kadar, üç saat ayrı uçtular; otomatik pilotla, alçak irtifada. Saat 5'i geçerken 2400 metre yükseklikte buluştuklarında güneş doğmak üzereydi. 05:24'te Hiroşima'da da doğdu... Uçuşun ikinci ayağında bombaya patlayıcılar de yerleştiridli. Hedefe bir saat kala, Honşu'nun güney sahillerine yaklaşınca, 9.800 metreye tırmandılar. Japon radarlarına yakalanmışlardı. 07:09'da Hiroşima dahil, Japonya'nın güney şehirlerinde sarı alarm verildi; radyo yayınları susturuldu. Yaklaşan filonun 3 kadar uçaktan oluştuğu belirlenince, amacın bombardıman değil, ancak keşif olabileceği kanaatine varıldı. Japonlar uçak ve yakıt tasarrufu için, böyle küçük filolara karşı uçak havalandırmıyordu. Hiroşima'daki radar operatörü ise tek bir uçak belirlemişti. Bu, ayrıca ve önceden gönderilmiş olan hava gözlem uçağıydı. Bombayı getiren filoya yeşil ışık yakıp ayrıldı. 07: 31'de sarı alarm kaldırıldı.

    Hedefe yarım saat kal, 07:45'te bombanın güvenlik mekanizmaları devre dışı bırakıldı. 08:10'da hiroşima göründü, 9.450 metreye indiler. Hava açık ve güneşliydi. Plana göre, aioi Köprüsü'Nün üzerinde bırakılıp, 580 metre yükseklikte patlatılacaktı. Hedefin üzerinden önce ölüm uçağı geçti ve gökyüzüne paraşütlerle çeşitli aletler serpiştirdi. 08:15'te enola Gay bomba kapaklarını açıp, Little Boy'u bıraktı. Düşerken uçakla elektrik bağlantısı kesilen bombanın aküsü devreye girip kronometreyi çalıştırdı. Bırakıldıktan sonra, uçakların kaçabilmesi için 15 saniye süreyle, her ne olursa olsun, patlamaması gerekiyordu. Enola gay, defalarca denenmiş olan dalışını yaparak uzaklaştı. dört tonluk bombanın ağırlığının, havanın direncini dengeleyip, saniyede 200 metre hıza ulaşması fazla zaman almadı. 15 saniye sonra 6.300 metredeydi; kronometre durup, barometreli bir yükseklik ölçeri devreye soktu. Bu, atmosfere bakan ve arkasında kalibre edilmişbir yay bulunan ince bir metal zardı. Bomba yaklaştıkça hava yoğunlaştığından, zarın gördüğü basınç artıyor ve yaydaki sıkışmanın düzeyi, yüksekliği belirliyordu. Hava basıncı yerel koşullardan da etkilendiği için,bu kaba bir ölçme yöntemiydi. Bombanın aslında 4 de radar altimetresi vardı. Bunlar daha isabetli ölçüm yapmaktaydı, ama bombanın ateşleme sistemine henüz bağlı değildiler. Çünkü japon radarlarının veya radyo yayınlarının kazara ateşlemeye yol açmaları olasılığı vardı. halbuki barometre elektro manyetik dalgalardan etkilenmiyordu; Bomba yaklaşık 2.000 metreye inene kadar 20 saniye çalıştı. Sonra zar bir devri kapatıp, radar altimetrelerini ateşleme sistemine bağladı.
    6 ...