kaptanın seyir defteri, yıldız tarihi 2007, saat 08:12, yer ortaköy.
sabah uyandım. ağır bir koku. tahmin edebiliyorum ama ihtimal vermiyorum. korkarak kuzenimin odasına giriyorum... ve hayal kırıklığı! tahmin ettiğim gibi... kuzenim yurtdışına çıktığı için köpek onun yatağına işemiş. ay sonu geliyor. param yok. yorganı temizleyiciye veremem. küvette yıkayacağım.
saat 09:30, yer banyo.
yorgan kılıfını çamaşır makinasına attım. küveti doldurup yorganı suya yatırdım. şimdi deterjanla yıkıyorum. biraz da böyle beklettikten sonra durulayıp, sıkacağım.
saat 09:45, yer kuzenimin odası.
o da nesi! kuzenimin odasına tekrar girdiğimde çarşafın da ıslak olduğunu görüyorum. kaldırıyorum; yatak da ıslak! ulen kaç litre işedin, 5 mi?
bir süre bağırıp çağırdıktan sonra köpeğe sinirlenmenin işimi kolaylaştırmayacağını farkedip çarşafı da makineye atıyorum. yatağı sürükleyerek balkona çıkarıyorum. sabunlu bezle silip güneşte kurumaya bırakıyorum. yapabileceğim tek şey bu.
saat 10:30, yer benim odam.
orospu çocuğu! ben balkondayken benim yatağıma da işemiş. kuzenim beni uyarmıştı, "ben gidince eve işer." demişti. köpek çok zeki. beni demoralize etmeye çalışıyor. ama yılmayacağım. çamaşır makinesini ikinci kez durdurup, kendi nevresim takımımı da içine atıyorum. kendi yatağımı da balkona çıkarıp siliyorum.
saat 11:00, yer banyo.
kuzenimin yorganını duruluyorum. daha benimki de yıkanacak. yorgan yıkamak çok ıslak bir işmiş. bütün kıyafetlerim sırılsıklam. bu kadar seksilik çalışmamı engellediği için sıkmaya geçmeden önce mayo şortumu giyiyorum. nasıl olsa en az bir saat daha buradayım diye düşünüyorum. yorganı sıkmaya başladım.
saat 11:15, yer banyo.
yorganı sıkmaya devam ediyorum ama yorgan bunun farkında değil.
saat 11:30, yer banyo.
hala yorganı sıkıyorum... üzerinde zıplıyorum, yatıyorum falan, cık. sanki hiç sıkmamış gibiyim. yorganı dürüp lavaboya koyuyorum. o orada takılırken ben de diğer yorganı ıslatmaya başlıyorum.
saat 12:30, yer banyo.
iki yorgan da yıkandı, durulandı ve ama sıkmaya karşı direnç gösteriyorlar. halâ çamaşır ipi için çok ağırlar. plastik sandalyeyi küvete koyup yorganları üzerine atarak sularının biraz süzülmesini ümit ediyorum.
acıktım.
saat 14:00, yer banyonun önü.
her yer sırılsıklam. viledayı alıp silmeye başlıyorum. sildiğim yerlerdeki ton farkı utanmama sebep olduğu için her yeri siliyorum.
saat 15:00, yer küvet.
yorganlar nispeten hafiflemiş. balkona götürüp asıyorum. ipte yer kalmadığı için makineden çıkan nevresimleri ve çarşafları, evin içindeki muhtelif kapılara asıyorum. eve renk geliyor. havası değişti resmen. güzel oldu her yer mavi, yeşil, pembe falan. yorganları balkona götürürken damlayan suları tekrar viledayla siliyorum.
saat 17:00, yer çekyat.
allahtan buraya işememiş. buluşacağım arkadaşlarımdan da haber yok.