savaş ve barış

entry75 galeri
    16.
  1. bu romanın kahramanları hakkında kişisel görüşlerim;

    ---spoiler---

    napoleon bonaparte: 19. yy'ın başında sanki aradan yüz yıl geçtiğinde kendisi hakkında yazılanlara yönelik poz verme güdüsüyle davranan, sahte ve ezik bir insandır. romanda ortaya çıktığı bütün anlarda bir "kahraman" gibi poz vermekte ama sahtelikten kurtulamamaktadır.

    kutuzov: hayli yaşlanmış, çok yavaş hareket eden, kaderine boyun eğmiş bir insan portresi çizmektedir. arada sırada savaşı kazanacağına dair iddialı laflar etmesinin sebebi derin kaderci inanışı ve inanmış bir rus vatanseveri olmasıdır. napoleon ne ise onun tersidir, kutuzov asla kameralara oynamaz. aslında doğu halklarının cisimleşmiş hâlidir kutuzov. tolstoy da aslında aynı onun gibi düşünmektedir.

    piyer: avanağın, safın teki olduğu zaten çok açık. yalnız çok iyi niyetli olduğu için tarafımca sevilmiştir kendisi. sosyetenin güzel dilberi tarafından zorla kendisini âşık hissettirilerek evlenme teklif etmek zorunda bırakılması cidden çok komiktir. piçtir, bu yüzden hayatı boyunca içinde bir boşlukla yaşamış, bu durumu içine sindirmiştir bu güzel insan.

    natasha: bir diğer avanak. yalnız piyer gibi sevecen değil, aksine bana itici gelmiş bir kahramandır. çocukluğu sırf neşe ve sevgiyle dolu bir aile hayatı içerisinde geçtiğinden ömrünü sevilme ihtiyacı içerisinde geçirmiştir. dönemin rusya'sındaki ağır, grotesk havanın ortasında sırıtmaktadır, dünyadan haberi yoktur. her zaman neşe ile dolu ve beğenilme arzusu içerisindedir. vardır böyle çok güzel, oyuncak gibi sürekli etrafına sahici olmayan bir neşe saçan kızlar.

    prenses mariya: romandaki favori kahramanım. çirkin bir genç kızdır. bir yandan cinsel arzularla dolu iken diğer yandan bunlara ket vurmak zorunda bırakıldığından beynini hurafelerle doldurmuş, çareyi dinsel tatminde bulmuştur. yakışıklı prens anatoliy'nin kendisini istemeye geldiği sahne romanın en matrak, en güzel bölümüdür. çok saftır, sevgideğer bir insandır.

    prens andrey: prenses mariya'nın abisi. anlaşılıyor ki gençliğinden itibaren sürekli büyük sorumlulukların altına girmek zorunda bırakılmış, hep ciddi olmaya zorlanmıştır. ve bu sebeple hayatı boyunca mutsuz olmuştur. piyer'den çok daha mantıklı ve her ölçütte "başarılı" bir insan olmasına rağmen ona göre çok daha az dikkat çekicidir. mükemmeliyetçiliğin yok ettiği bir kişidir. ancak vurulup yere sırt üstü düştüğünde, gökyüzünü izlerken yaşadığı hayatın anlamsızlığını düşünür.

    ---spoiler---

    bu büyük eseri bilmem "kötü roman" olarak tanımlayanlara ne demeli? bu eserde "büyük resim" insana ve tarihe dair herşeydir; savaş, barış, aşk, ölüm, ihanet, evlilik, acı. koskoca bir rus-fransız savaşının bütün etkileri öylesine güçlü fırça darbeleriyle ortaya konulmuştur ki. savaş sahneleri destansıdır. sanki bir kamera sürekli bütün kahramanların etrafında dönmekte bize onları değişik taraflarıyla gösterip durmaktadır. diğer taraftan milyonlarca küçük resim; ufacık ayrıntılardaki bile özenli, dâhice sanatsal yetenek okuyanı edebi hazzın doruklarına çıkarmaktadır.
    3 ...