stephen king'in "atılacak roman"larının arasına koyduğu ancak yıllar sonra hatırlayıp birkaç düzeltme yapıp yayınladığı kitabında yüzyılın suçunu, üstelik ölü bir ortakla, işleyen yavaş işleyen bir beyne ama buna karşılık hassas bir kalbe sahip olan blaze'i anlatıyor.
blaze'in suç ortağı ve can dostu george ölmüştür ancak blaze'in en dar anlarında "hayaleti" yardımına koşar. ve blaze yüzyılın suçunu işlemek için zengin bir ailenin altı aylık bebeğini kaçırmak için çalışır...
genel olarak geri dönüşler yaparak blaze'in çocukluğu ve gençliği ile, içinde bulunduğu zamanı harmanlayan kitap, tarz olarak "tom gordon'a aşık olan kız"ı anımsatıyor. zira, klasik bir konu, sadece ama sadece kendinizi king'in hayal gücüne bırakıyorsunuz. yeşil yol'da da rastladığımız üzre gözünüzde canlanan sahnelerle karşılaşıyorsunuz ve beklenen bir son geliyor, yani fantastik birşeyler beklemeyin.
ha, tarz olarak richard bachman devrini tüm görkemliliğiyle barındıran kitap sadeliğine rağmen okunmaya değiyor. ve üstelik sonuna kadar sabredebilen okuyucularına da "kral"ın hediyesi var; duma adası'na ilham veren kısa öyküsü "anılar"ı yayınlamış...