yalnız yürürken gelen gülme krizi ve önlemleri

entry1 galeri
    1.
  1. yükseklisans tezim evet. ulusal delilik araştırmaları enstitüsü'nde sunumunu yapıcam yarın.

    hayal et bebeğim: işlek bi caddede/sokakta yalnız yürüyorsun. kayışı koparıp gülmekle hıçkıra hıçkıra ağlamak arasında 30 yaş civarı şehirli modern, iyi giyimli ve az önce işten çıkmış evine doğru yürüyen 1.75 boyunda karizmatik boğazlı kazak-trençkot (ne olduğunu biliyorsam allah belamı versin ama cümle içinde kullanması o kadar zevkli ki...) kahverengi çizmeler içindeki kadınsın. ahahaa, hayal gücün bu kadar kuvvetli olamaz lan; mustafa'sın sen çünkü. o fransız filmlerindeki duygusal boşlukları olan karizmatik kadın olamazsın. neyse, mustafa'sın sen.

    mustafa, 20-25 yaşlarında, mizah dergisi okumayı, mizah filmleri izlemeyi, arkadaşlarıyla geyiğin boynuzunu parlatmayı, boş zamanlarında paraşütle atlamayı (hed end şoldırs evet) seven bi arkadaş. 2 gündür evden çıkmadığı için bir yudum insana hasret kalmış. alsan bunu şehirler arası otobüse oturtsan, yanındaki çocuğa 'hmm, eskişehir'de okuyorsun demek, açıköğretim mi' diye soracak derecede insana hasret. uzatmayalım, buna bi sırıtma ihtiyacı nüfuz ediyor aniden. misal, fasulye filmindeki gürkan uygun tiplemesi aklına geliveriyor. ya da sözlükte okuduğu bi entry.

    dudakları yanlara doğru açılıyor. artık şeytan dürtelemesi midir nedirse, bi bulaştı mı bırakmıyor. karşıdan gelen ciddi suratlı herifler-karılar bu durumu hemen farkediyor tabii:

    - aaa, adam kendi kendine gülüyoooo, deli midir nedir?
    - ulan pezevek bana mı gülüyor yoksa!
    - eyvah eyvah, fermuarım açık kaldı da ona mı gülüyor?
    - anam çocuk deliriverdi vallaha! alo 131 deligördüm hattını arayıp haber mi versem yetkililere?
    - ahhaaa, krizde kafayı çiğnemiş vatandaş! hadi bugünkü sokak haberini de bulduk. eee sevgili birand...

    yavrum çocuğum, nolucak bi insan sokakta kendi kendine gülüyorsa? ya da otobüste, ya da işyerinde, ya da çarşıda pazarda, banka kuyruğunda? nolacak?

    alınacak önlemlere gelecek olursak, önlemler dedim ama elimdeki tek kozum bir adet cep telefonu. telefonla konuşuyormuş da konuşulanlara gülüyormuşsun gibi yapmak. çok denedim, işe yarıyor. mesaj okuyormuş gibi de yapılabilir.

    hocam cep telefonum yok, ne yapabilirim?

    evet, deneğimiz mustafa'nın şu an yapıyor olduğu şeyi. yani, içerden yanaklarını ısırma hareketini yapabiliriz. gülmeyi bi yere kadar engelleyebiliyor. ya da aklına annenin öldüğünü getir. nesli tükenen kutup ayılarını düşün. halısahada 17 gol yediğin son kalecilik deneyimini düşün. düşün ki yüreğin sallansın, düşün ki o an güzel günlere inanan mutlu bir yusufcuk havalansın...

    ne önlem alsan boş paşam. dilediğin kadar ısır yanaklarını. umut sarıkayanın herhangi bi karikatürü gelip yerleşiverirse zihnine, ne önlem alsan boş!
    5 ...