Türkiye tarihi solun bitirilmesi, demokratik bir hukuk düzeni olma yolundaki tüm olanakların hiç edilmesi, "insan", "halk", "değer" gibi kavramların en aşağı noktalara çekilmesinin tarihidir. Tüm yaşamımız, bırakın kıyı, kenar, çevre bölgeleri en gelişmiş şehirler diye bellediğimiz yerlerde bile bir işkenceye dönüştürülmüştür. insan yaşamını kolaylaştıracak her türlü düzenlemeden özellikle kaçınılıyor sanki. insan rahat hissederse düşüncelere dalar, düşünen insan sorgulayıp eleştirmeye başlar. Oysa bindiği otobüsten, aradığı banka şubesine, araba satın almaktan mahkemede yargılanmasına her alanda başı ezilir, ne kadar değersiz ve boktan olduğu hatırlatılırsa alıklaşır kalır. Haldun Taner'in "Gözlerimi Kaparın Vazifemi Yaparım" adlı oyununda, "insanın aklına zararlı fikirler üşüşür/Büyükler her şeyi bizden iyi düşünür" gibisinden satırlar vardı. Polis eşgali benziyor diye vatandaşı insan sıfatından çıkaracak derecede döver sonra emniyet teşkilatı hiç sıkılmadan "Polis candır hayat kurtarır" pankartı asar. Suçlu sayılan birinin arkadaşı olmanız hapsedilmeniz için yeterlidir. 50'ler, 60'lar, 70'ler, 80'ler boyunca yüzbinlerce insan telef edildi bu ülkede. Çoğunun hesabı, davası görülmedi. Hala filmlerdeki, dizilerdeki gibi çatır çatır adam öldürülüyor. Cinayet her yerde. Peki insanın hakları ne olacak? "Suçu ispat edilene kadar herkes masumdur" ilkesi ne olacak? Tepki vermeye, yürüyüşlere katılmaya korkan gençler yetiştiriyoruz çünkü korkulmayacak gibi değil. Bakın pek çok yazarımız 40'larda, 50'lilerde hapis yatmıştır. Hapishane koşullarının, dava süreçlerinin, işkence yaklaşımının günden güne daha insanlık dışı bir boyut kazandığını izlemek için en güzel kaynaklardan biri yazarların hapishane günlüklerini, mektuplarını okumaktır. işler iyiye güzele gitmiyor. Sistem eğrilip büğrülüyor tersine. Bir korku imparatorluğu yaratmakla sorunlar çözülmez. insanların her sabah "bugün başıma her şey gelebilir sükunetle karşılamalıyım" diye uyanmasını mı istiyorlar. Büyük kaçakçılarla, satıcılarla, büyük katillerle uğraşsınlar rica ederim. Küçük insanların sıradan yaşamlarıyla oynayarak gündem yaratılan bir ülkede yaşamak akıl sahibi herkes için son derece sıkıcı olmaya başladı zira. Her insan değerlidir, her hayvan ve her bitki de değerlidir. Taşın üzerinde sarı sarı parlayan likenler dahi değerlidir. Yaşama hakettiği saygıyı göstermek bütün bunlarla ilgili bir şeydir. Tüketmeyen, hırpalamayan, haksız yere acı çektirmeyen bir düzeni özleyerek.