kadına yönelik şiddet

entry247 galeri video1
    36.
  1. bastırılmış ve baskınlanmış, beyni ve kafası kara çarşafa bürünmüş türk kadınınıN asla karşı tepki gösteremediği ve içinden çıkamadığı durumdur. dinen de onaylanmış bu kronik hastalık, geçmişimizi çürüttüğü gibi geleceğimizi de esir almıştır. kadın, ülkedeki bütün çocukların ilk elden etkileyici ve kokuşmuş toplum yapımızın temel dinamiklerinden biri olan baskılanmışlık ve haksızlığa karşı baş kaldıramama tohumlarının yereşmesindeki ilk unsur olduğu için, toplumuzun koyunluğunun dolaylı yoldan sorumlusudur. eğer yüz binlerce öğrenci üniversite harçlarına yapılan zamma karşı ayaklanmıyorsa, bunun temellerinden biri annelerimize uygulanan şiddettir.

    kadınlarımız
    Toprak öyle bitip tükenmez, /dağlar öyle uzakta,
    sanki gidenler hiçbir zaman
    hiçbir menzile erişemeyecekti.
    Kağnılar yürüyordu yekpare meşaleden tekerlekleriyle
    Ve onlar
    ayın altında dönen ilk tekerlekti.
    Ayın altında öküzler
    başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi
    ufacık kısacıktılar
    ve pırıltılar vardı hasta kırık boynuzlarında
    ve ayakları altından akan
    toprak,
    toprak,
    ve topraktı.
    Gece aydınlık ve sıcak
    ve kağnılarda tahta yataklarında
    oyu mavi humbaralar çırılçıplaktı.
    Ve kadınlar
    birbirlerinden gizleyerek
    bakıyorlardı ayın altında
    geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine.
    Ve kadınlar
    bizim kadınlarımız:
    korkunç ve mübarek elleri
    ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
    anamız, avradımız, yarimiz
    ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
    ve soframızdaki yeri
    öküzümüzden sonra gelen
    ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
    ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
    ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
    ışıltısında yere saplı bıçakların
    oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
    kadınlar,
    bizim kadınlarımız
    şimdi ayın altında
    kağnıların ve hartuçların peşinde
    harman yerine kehriban başlı sap çeker gibi
    aynı yürek ferahlığı,
    aynı yorgun alışkanlık içindeydiler.
    Ve onbeşlik şaraplenin çeliğinde
    ince boyunlu çocuklar uyuyordu.
    Ve ayın altında kağnılar
    yürüyordu Akşehir üzerinden Afyon'a doğru.

    n.h.r.
    1 ...