döte girmiş ve açılmamış zirvedir. gecenin o vakti giden son tren ardından yaşlı gözlerle mendil sallanmış, yaklaşık yarım saat süren nafile çabalardan sonra taksici amcaya cepteki son para kuruşu kuruşuna teslim edilmiştir. delühanlu (!) taksicinin de dumurlardan dumurlara sürükleyen muhabbeti hafızada kapanmayacak yaralar açılmasına sebebiyet vermiştir. işte amcamdan inciler:
- bursa'da da 12 deyince hayat duruyor, ulaşım falan.
- vallaha sizden başka açıkta kalan yok yiğenim. millet gayet güzel gidiyo evine bu saatte.
- tabi parası olan gidiyor, öğrenci ne yapsın?
- öğrencinin dışarda ne işi var saat 12de? ***
- abi gitmeyelim mi yani arkadaşlarımızın yanına, görükle'ye falan? neyse size de ekmek parası çıktı bu sebeple.
(suskunluk)...
- siz işi bilmiyonuz, demin de bi arkadaşınız bindi başka bi yere gitti.
- sen nerden biliyosun ki abi?
- ben götürdüm onu da. onla beraber bineydiniz parayı 3'e bölüşürdünüz şu kadar parayla heykele kadar çıkardınız.
- ne bilelim abi böyle olacağını? neyse sağlık olsun.
- hatta arabada sizi aradııı, şu şu vakitte otobüs geçiyo dediii, bi on dakka durakta bekledi sizle, sonra benim arabama bindi. *
- oo abi, sen de her şeyi biliyomuşsun, bizim evi de biliyosundur sen, bi atıversene eve kadar.
- (dikiz aynasından hamua kodumun bakışı)**