kendi kendine konuşmak, delilik şeklinde algılanabilir mi? insanlar insanlarla nasıl konuşuyorsa, kendi kendilerine de konuşamazlar mı? deli mi olurlar? deli midirler? kendi kendine birey, çeşitli sorular sormaya başladığında cevaplarını da kendi verdikçe, belki de kimseden duyamayacağı* cevapların özünü kendi içsel benliğinin derinliklerinde son derece açık ve net olarak alır ya da kurgusal cevaplar şeklinde en tatminkar şekilde alır. kendi kendine her konuşmasında, ses tonunu bile değiştirip de kendi bünyesinde bir soytarılık gösterisinde bulunan birey, kendi konuşmalarıyla kendine yeniden başka bir pencereden başka bir ben olarak bakmaya başladığında, kendini tanımaya başlar. kendini tanımaya başladıkça, kendinde sevdiği ve sevmediği özellikleri irdeler ve irdeler. her irdeleyiş, yeniden doğuş gibi kişinin beyninde şimşek çakraları oluşturarak kişiyi kendi karanlığının en saydam boşluğunda yine kişinin kendisiyle yeniden tanıştırır. kişi bu tanışma sürecinden, kimi zaman mutlu ayrılır. kimi zaman ağlayarak, kimi zaman sinir krizleri şeklinde, kimi zaman da melankolik ve depresif bir ruh hali içinde ayrıldığı her farklı dönemde yeniden kendisinde kendini arar ve konuşur, konuşur, konuşur. onu tek duyan ve tek anlayan kişi kendisidir. *****