suskunluk rüzgarları geceye eserken,
sen çıkıyorsun karşıma,
havada ılık bir yaz gecesinin
donuk benliğinin kokusu,
siniyor tüm karanlığa,
senin aydınlığın bile yetmiyor
karanlığı bastırmaya...
sen sinsice yine çekip giderken,
ben yine görür gibiyim seni
kare kare ezberlemişim senin
şu bir türlü unutamadığım
çirkin yüzünü...
çirkin ördek yavrusunun hikayesi
geliyor aklıma, anneannemin sesi
çınlıyor kulağım da;
ufukta silüeti gözüküyor
mahrur ve biçare,
unutma sen yine de der gibi;
ama sesslik hakim dudaklarında...
oysa bir bakışı yetiyor bana;
huzur doluyor içim bir anda,
anlık bir umut, gelir geçer bir hayal
benim gibi anlık bir ben,
senin adına umutlanan değişken bir yüz
benden kalan, şu kahpe yaşamın
hatırına, son bir sessizlik... ****