elizabeth bathory

entry56 galeri
    15.
  1. --spoiler--
    1560 yılında varlıklı bir ailenin kızı olarak dünyaya gelen ve sevidği erkek elinden alındıktan sonra bir canavara dönüşen Bathory'nin yaşam öyküsü oyunculuktan yönetmenliğe geçen Julie Delpy tarafından sinemaya aktarıldı. Delpy'nin hem senaryosunu yazdığı hem de başrollerini William Hurt, Daniel Brühl ile paylaştığı film bu cuma günü gösterime giriyor.

    Henüz on dört yaşındayken nüfuzlu bir lord ile evlendirilen Erzsebet; dönemin en güzel, en akıllı ve en güçlü kadını olarak bilinen kontes, aynı zamanda erkek egemen dünyaya başkaldıran bir kadındı.

    Kontesin hayatı, bir davette kendisinden oldukça genç bir adam olan Istvan’la tanıştığında tamamen değişir. Kısa bir süre içinde genç adamla birbirlerine aşık olurlar ve tutkulu bir aşk yaşamaya başlarlar. Ne var ki, mutlulukları uzun sürmez. Istvan’ın babası Kont Thurzo, oğlunu kontesten ayırmak için planlar yapar.

    Kont Thurzo, ne yapıp edip Kontes Erzsebet'i oğlunun aslında onu sevmediğine inandırmayı başarır. Kontes başlangıçta çok zor günler geçirir. Bir süre sonra da ancak bakirelerin kanlarıyla yıkanarak genç kalabileceğine inanmaya başlar. Ondan sonra da tarine 'kanlı kontes' olarak geçmesine sebep olacak olaylar gelişir.

    Suç ortağı olduğu iddia edilen dört kişiyle birlikte düzinelerce genç kızı ve kadını işkence ederek öldürmüştü. Bathory'nin ilk kurbanları şatoda hizmetçi olarak çalışmaya gelen köylü kızlardı. Daha sonra, saray hayatını öğrenmek için kendisine gönderilen üst sınıf ailelerin kızlarını da öldürmeye başladı. Pek çok kişiyi de kaçırtıp öldürmüştü. Bathory kurbanlarını uzun bir süre boyunca acımasızca dövüyor ve onlar ölene kadar karşılarına geçip izliyordu.

    Ellerini, yüzlerini ve cinsel organlarını yakıyor veya sakatlıyordu. Kollarını ısırarak etlerini koparıp açlığa terk ediyordu. iğnelerle işkence yaptığı, kışın kızlar donana kadar üzerlerine soğuk su döktürdüğü, kızları dikenli kafeslere hapsettiği, makasla parmaklarını kestiği de söylentiler arasındaydı. Kontes 1585 ile 1610 yılları arasında en az 650 kadını işkenceden geçirip öldürmüştü

    Bathory kurbanların kanlarıyla yıkanmak gibi sapık bir zevke de sahipti. Bu şekilde sonsuza kadar genç kalacağına inanıyor ve bakire kızların kanlarını da içiyordu. 1610'da dedikoduları duyan Kral Matthias, Bathory'yi sorgulamaları için adamlarını gönderdi. Bu adamlar biri öldürüldü. Diğeri de kaçıp canını kurtardığında şatoda ölmekte olan iki kız ve odalara kilitlenmiş sayısız yaralı kız gördüğünü anlatmıştı

    Bathory 1611'de kendi kalesine hapsedildi. Asil kanından dolayı mahkemeye çıkarılıp yargılanmadı. Şatosunun etrafı tuğlalarla kapatılmıştı. Yemek verilmesi için küçük bir deliği olan bir odaya hapsedildi ve üç yıl sonra açlıktan öldü.

    Bathory'nin kanlı yaşamı bir kaç kez sinemaya aktarıldı. Bunlardan biri de modern bir uyarlama olan Eternal'dı.

    Anna Friel'in Erzsebet Bathory'yi canlandırdığı 2008 tarihli filmi de Çek yönetmen Juraj Jakubisko çekmişti.

    --spoiler--
    3 ...