ölüm , bazı kişiler için zamanın işlememesini istemek, bazıları için hiç birşey.
anneannenle bir gün oturursun ve her zaman ki gibi anneannene aynı soruyu sorarsın ve cevabını bilirsin.
-anneanne nasılsın?
-hastayım.
bu herzaman tipiktir. artık alışmışsındır hep aynı şeyi duymaya. bir gün sabah erkenden yine yanına gidersin ve nezaketen aynı cümleyi sorarsın ;
-anneannecim bugün nasılsın?
-bugün de güneşin doğuşunu gördüm der.
bunu söylerken gözünün içine bakar. hem de taa içine. o kelime vurgusuyla, bakışıyla o kadar anlamlı olur ki tek kelime söyleyemeden dakikalarca kalırsın.
(bkz: bugün de güneşin doğuşunu gördüm) ölüm korkusu ne demektir? yalnız yaşayan orta katta oturan bir adam. tek başına ve geleni gideni olmayan kimsenin sormadığı kendi halinde bir adam bu. yaşlılıktan nefes almakta zorlanan merdivene çıkarken garip sesler çıkararak apartmandakilerin ''bu adam ne garip'' diye fıs fıs konuşmasına neden olan bir adam bu.
hergün akşam belki geceye kadar kapısını yarım bir şekilde açık bırakan bir adamdır bu.
-bu adam niye kapısını açık bırakıyor?
-yalnızlığıyla birlikte ölümü beklediğinden...