Kadınlar sevmeyi bilmez.
Yürekleri öyle dardır ki kendilerinden başkasını sığdıramazlar. Kendi arzuları, kendi heyecanları, kendi tutkuları vardır her şartta her şeyden önce. Senin onu sevmeni kendi egolarını şişirmek için isterler.
Plansız, oyunsuz, hilesiz, yalın çıkamazlar karşına. Yürekleri yetmez.
Kendi bildiklerini, çevrelerinden duyduklarını, öğrendiklerini toplar, her erkek için ayrı maske oluştururlar. O maskelerle çıkarlar her bir ilişki sahnesine. Her sahnede ayrı oyun, ayrı rol, ayrı makyaj.
Mazbutsan mazbut; özgürlükçüysen özgürlükçü olurlar. Zor seviyorsan sonsuz bilinmeyenli denklem, aman ugrasamam diyorsan en kolay lokma olurlar. Zıtlaşmaktan hoşlandığını hissederlerse her konuda muhalifin olurlar, uyum istediğini fark ederlerse casper'a dönüşürler.
Ta ki sana duydukları heyecan bitene kadar. O ateş -ki sen ne yaparsan yap bir etkin olmaz- söndüğü an sen de biter, silinir gidersin; tabi yerine yedeğin bulunduktan sonra. Boş zaman aktivitesi, oyalayıcı stres topu olursun.
Kadınlar sevmeyi bilmez.
Kafalarında kırk tilki gezer. Şeytanlık düşünmekten sadeliği bulamazlar. iki yüzlü davranmadan sana yaklaşmazlar. iki değil bin bir yüz takınıp gezerler. Yenisini bulmadan eskisini gönderecek cesaretleri olmaz. Sevgi bitince gelecek acıyı kaldıramayacak, o acıyla olgunlaşmayı bilemeyecek kadar zayıftır benlikleri.
Hatıraya saygı duymaz; vefa nedir bilmezler. Sadakati tenle ölçer. Birisine dokunmadıkça aldatmadıklarını düşünürler. Dürüst ol der, iltifat beklerler. Hep bana der, daha fazla daha cok isterler.
Yeni isterler. Yeni yeni yeni en yeni.
Eskiyenin emek verilenin kıymetini bilmezler.
Emeğe değer vermezler.
Sana değer vermezler.
Senin de kendileri gibi cambaz olmanı isterler.
Ve eğer akrobaside iyi değilsen,
Kadınlar sevmeyi bilmez.
Yürekleri yetmez.