sahildeki kız

entry22 galeri
    2.
  1. sahildeki kız/#5678219 no'lu entry'nin devamıdır.

    ---

    oturmuş denizi, izliyor dalga seslerini dinliyordum. sanki deniz bir sahne ve dalgalar şarkı söylüyordu kendi dillerince, kendince... mutluydu, mutluydum. anladım ben, ben mutlu olunca evren de mutlu, ben üzgünsem evren de hüzünlü. ben bunları düşünürken omzuma bir el dokundu, dönüp baktım, ev arkadaşım yücel'di.

    -napıyorsun oğlum burada tek başına.
    +yalnızlık terapisi abi, yalnızlık terapisi.
    -yalnızlıkla terapimi olurmuş.
    +olurmuş abi güzel kızdan öğrendim.

    dedim, her şeyi salmıştım. bir an arkadaşım kaldı ve bana döndü.

    -güzel kız mı?

    dedi ve gülümsedi.

    +evet dedim, güzel kız hem de çok güzel.
    -kimmiş bu güzel kız?
    +bilmiyorum, hakkında tek bildiğim güzel bir kız. he.. bir de merve diye bir arkadaşı var.

    yücel bana manalı bir bakışla şunları söyledi.

    -o güzel mi?
    +bilmem, ama bende iyi bir izlenim bırakmadı.
    -neden?
    +o olmasaydı şu an hala güzel kızla konuşuyor olabilecektim.
    -nasıl yani?
    +boşver abi, boşver. ekmek var mıydı evde?

    dedim, marketin önünden geçiyorduk. yücel 'bilmiyorum.' dedi. her ihtimale göre ekmek almak üzere markete girdik.

    ***

    * merve'yle eve gelmiştik. tuhaf duygular içerisindeydim; hani olur ya mutlu olursunuz ama bir sebep yoktur, sadece mutlusunuzdur; öyleydim işte.

    merve: hey.. sana diyorum.
    +he..e..efendim.
    merve: nerelere dalıyorsun öyle sen?
    +hiç ya..
    merve: sahildeki çocuk kimdi hem?
    +ilker.
    merve: evet ilker'di ismi, neyin olur senin?
    +ben de tanımıyorum.
    merve: nasıl yani? yanında oturuyordu pek tanışmıyor gibi durmuyordunuz?
    +bilmiyorum, sonra konuşsak?
    merve: peki.. benden habersiz aşık olmak yok ona göre.

    dedi ve gülümsedi. ne olduğunun ben de farkında değildim. sadece bir şeyler oluyordu, kontrol etmek yok, bu böyle olmasın demek yoktu. 'ilginç oysa ben kontrol manyağı biriydim, nasıl olur?' diye şaşırmıştım. sadece yaşıyordum, ne geçmiş ne gelecek hiçbiri yoktu sadece şu an vardı ve ben sadece şu anı yaşıyordum; ama önemli olan mutluydum, mutlu. hayat güzeldi. evet çoğu kişinin para derdinden zevk alamadığı şu hayattan zevk alıyordum.

    ***

    *yemek yanmasın diye başında bekliyordum; dalmışım unutmuşum yemeği. arkadaşım girdi mutfağa bir anda telaşlandı.

    yücel: oğlum yemek yanıyor.

    dedi, ben bir anda kendime geldim.

    +nasıl lan?
    yücel: nasılı mı var? dalmışın bir şeye sırıtıyorsun öyle.

    dedi ve güldü.

    +sırıtmak mı? ciddi misin?
    yücel: evet.
    +allah allah..

    yücel bana döndü,

    yücel: oğlum sen aşık mı oldun şaka maka?
    +yok oğlum, dilim yandı bir kere.
    yücel: görücez bakalım.

    dedi yücel manidar bir tavırla.

    +ben odama geçiyorum.
    yücel: tamam yemek hazır olunca çağırırım.

    odama geçtim. yücel'in sorusu beynimde yankılanıyordu; 'sen aşık mı oldun?' cevabım hayırdı hep; ama belirtiler bu cevabın doğruluğundan şüphe ettiriyordu. aşık olmak istemiyordum. çünkü canım yanmıştı ve bir can acısını daha kaldıramazdı ne kalbim ne beynim. düşünceler ve düşünmek zorunda olunanlar, kurtulmalıydım bundan. 'şu an geçip gidecek ve bir daha gelmeyecek, unutma!' dedim kendime. odamın kapısı açıldı birden, yücel'di gelen.

    yücel: hadi yemeğe.

    ***

    saniyeleri izliyordum; 'tik-tak' saniyelerin sesini duyuyor hatta zaman zaman, zaman öldürmek için 'tik-tak'ları sayıyordum ama akrep çok ağır hareket ediyordu. bir türlü zaman gelmiyordu. yıllardır annesini, babasını görememiş çocuk gibi özlem doluydu içim.

    ***

    nihayet vakit yaklaşmıştı. üstümü değiştirdim, evden çıktım ve sahile doğru yürümeye başladım. sahile yaklaşıkça içimdeki özlem yerini heyecan ve korkuya bırakıyordu. bu olmamalıydı, derin bir nefes aldım. ve soluduğum havayla tüm heyecan ve korku gidiverdi. şimdi daha rahattım.

    buluşma noktasına gelmiştim. ve siyah dalgalı saçlı güzel kız orada bekliyordu. hemen kızdım kendime niye ondan geç geldim diye; hem de ilk buluşma. ben bunları düşünürken güzel kız oturduğu yerden kalktı. ben de ona doğru yaklaşmak istedim, tam ilerlemeye yeltenirken yüzünü bana doğru döndü. ve o an üstüme kaynar sular boşaldı, kaya sertliğinde bir düğüm yerleşti boğazıma; yutkunamadım. evet, bu dün gördüğüm güzel kız değildi. bu kız ada'idi, kalbimden atmaya çalıştığım kişi, ne kadar unutmaya çalışsam da unutamadığım biri. tam ben başka birinin kalbine yerleşmeye çalışırken; tam o'nun izlerinin soluklaştığını farkettiğimde çıktı karşıma; yıkıldım.

    ---

    buny

    ps. to be continued
    15 ...