ekim

entry139 galeri video1
    12.
  1. acayip şeyler olmakta buralarda aylardan hangisi bir önemi yok. diyelim ki ekim; sonbaharın en ağırı ya da temmuz olabilir, hani o sıcaktan kavrulurken üstüne dert bindirdiğimiz ay. ne farkı kaldı ki artık zaman anlamını yitirdikten sonra. ben ekim diye ısrar edenlerdenim... rüzgarda savrulan saçlarım aklıma geldi, bir de şu balkona çıkıp bir taraftan soğuğu yediğim bir taraftan yağmura aşık olduğum gece. aşık mı, yok canım ne aşkı; yine abartıyorum, oysa hüzünlüydü o gece.. üzerinden zaman geçince kıymetli olur ya yaşananlar... benim dilim de bu duyguya alışmış, bir yıl sonra bugüne dillendirilmiş.

    on iki ayın en güzelidir ekim. kararsızlığın doruğa çıktığı, yazın yaşadığınız mükemmel anların size hoşcakal dediği, geri gelen kışın size maziyi derin derin hatırlattığı, melankolinin ayıdır ekim.

    hani bir olay vardır; bütün gece sigarasızlıktan çatlarsınız, uykunuz da gelmiştir baya baya ama sigarasızlığın verdiği stresten uyuyamaz, sabahı beklersiniz. market açılsın da sigara alayım. market açılır, gider sigara alırsınız ve bir tane içtikten sonra uyursunuz. bütün geceyi, altı saati, sırf o an için geçirirsiniz. saçmadır belki ancak müthiş rahatlarsınız. ekim de böyledir işte. bütün sene beklediğiniz, özlediğiniz, planladığınız her şeyin, her dumanlı anın sona geldiği aydır. ya düşlerine yenik düşersin ya da yeni planlar yaparsın ama dedik ya kararsızlığın doruğa çıktığı zamanlardır. belki de boşa geçen, sigarasız gece gibidir ekim.

    yalnızlıktır, aşktır, kendine yönelmektir, hüzündür.

    on bir ayın rövanşıdır.
    3 ...