Dua, felsefenin avuçlarımızdan başladığını gösterir. Böylece, felsefe, nereye varırsak varalım, o sıcaklığıyla bizimdir. Son insan bile, ölürken, özel ızdırabıyla, özel hayatıyla yeni bir felsefe yaratacaktır. Her filozofun fesefesi ölmez. Mısır Elham'larındaki gibi (altın gümüş) yeni nesillere kalır.
Felsefe, sanki değişik içeriklerden yapılmış (altından, sudan[?]...).
Sonra, felsefede en cahil insan için bile duyulan bir olma vardır. Fani, gelip geçen hayatımız sanki onda gülümser. "Gülümser" sözcüğünü kullanırken "beşeri" anlamını içine katıyorum.
"Sans sentiment, pas de vie." ["Duygu olmadan, yaşam yoktur"]