o güne kadar gözünüzdeki; o taparcasına sevdiğiniz, tek bir kılına zarar gelse üzüldüğünüz, hayattınızdaki ilk erkeğin ve tek hayat kahramanının bittiği, gözünüzden düştüğü andır. yakaladığınız anda ona başka bir gözle baktığınızı, içten içe annenizin yerine kendinizi koyup kinlendiğinizi hissedersiniz. o kahramanın yerini ayaklar altında ezilesi bir insan halini aldığını anlarsınız. babadır, candır, ne olursa olsun değeri bilinmesi gerekendir ama birkaç dakika içinde yer çekimi alanına girmiş ve düşmeyi başarmıştır ve ne yazık ki belki asla affedilmeyecek olandır. dedim ya babadır, olanlar unutulur, hallolur, üstünden zaman geçer ama asla affedilmez. o kahramanın bile bir gün çöktüğünü görmek üzer adamı... anneye olanların söylenmesinin gerektiği veya gerekmediği ise insanın üstüne tonlarca bir yükmüş gibi biner elde olmadan.
sevgilinin aldatmasından çok farklıdır. öyle ki keşke o aldatsaydı da babam böyle bir şey yapmasaydı diye iç geçirilir. sevgili sadece sizi aldatmışken babanız sizi, annenizi, kardeşlerinizi aldatmıştır. ayrı bir koyar adama. şaşkınlıkla, üzüntüyle, babanızı öldürcek gibi bakarken bulursunuz kendinizi... elinizin kolunuzun bağlı olduğunu hissetmek ise hepten bu acıyı çoğaltır.