zamansız gitmeler

entry11 galeri
    2.
  1. vaktin kapıyı çaldığı andı içinde olunulan. her şey bir sonraki gelişe bırakılmalıydı artık, yaşanılacak her güzellik bir sonraki anda çalan olacaktı kapıyı. kalkıp usulca valize toplanılırdı aşk. (aşk, dön ölümden...)
    sonra sorular esir alırdı bir süre, gözler bir neden arardı, yalnızca bir neden. bize ve şu gitmelere bir neden, sonuçları nedenlerin ucuna ekleyip tatmin olmaktı zira adem oğularına bahşedilen.
    her şey belirsiz bir zaman diliminde gözlerde yaşanırdı. görülene dair kayıtsızlık unutulmaya meyilin diğer adıydı, unutuldu. mahkeme kayıtlarına firar diye düşen küçük bir beliriş ve kayboluştan ibaretti oysa şu gitmeler. küçük bir kıza anlatılan bir masalın başına iliştirilenden başka bir şey değildi "bir varmış bir yokmuş" diye bahsedilen.
    dökülen parçaları yiyen, kuşlar olacaktı bu sabah kalbinden. ayak izlerini şuh bir rüzgar silecekti. her belirti geçmişteki yerini alacaktı usulca ve mahkeme kayıtlarına "bu gitmeler gitmek değil" diye düşülecekti umarsızca.

    bir şafaktan bir şafağa,
    bir akşamdan bir akşama,
    merhaba demeden daha,
    bu gitmeler gitmek değil...

    zamansızdı her gidiş, tek biletle çıkılan bir yolculuktan bir daha hiç dönülemeyecekti.
    1 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük